İzmir’in Menderes ilçesinde, 9 yaşındaki Ebrar Aktaş’ın taşınma sırasında nakliye asansöründen düşen koltuğun altında kalarak yaşamını yitirmesi üzerine başlatılan soruşturmada bilirkişi raporu tamamlandı. Raporda, olayın meydana gelme şekli, nakliye firması yetkililerinin, M.G. ve kardeşi E.G.’nin gerekli kontrolleri yapmamış olduğu vurgulanmıştır.
Ölüme sebep olan olay, 20 Eylül tarihinde İzmir’in Menderes ilçesi Cüneytbey Mahallesi’nde meydana geldi. Ebrar Aktaş, akrabasına ait ev eşyalarının taşınması sırasında yanlış bir şekilde kullanılan nakliye asansöründen düşen bir koltuğun altında kalarak ağır yaralanmış, ardından hastaneye kaldırılmış ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirmiştir. Bu olayın ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir soruşturma başlatılmıştır.
Bilirkişi raporunda, yük asansörünün dengesi için “keser” adı verilen bir el aletinin kullanıldığı, ancak bu durumun tehlikeleri minimize etmek için yeterli olmadığı belirtilmiştir. Rapora göre, yük taşıma platformunda yapılan kontroller yetersiz kalmış ve riskler tespit edilmemiştir. Eşya taşıma işlemi öncesinde, yük taşıma platformunun hareket alanında insan bulunmaması için gerekli tedbirlerin alınmadığı ifade edilmiştir.
Uzmanların hazırladığı bu rapor, soruşturma dosyasına sunulmuş ve olayın sorumluları hakkında kesin ifadelere yer verilmiştir. M.G. ve E.G. adlı şüphelilerin, eşya taşıma işlemleri öncesinde gerekli güvenlik tedbirlerini alma yükümlülüklerini ihmal ettikleri kaydedilmiştir. Raporda, platformun uygun bir şekilde kullanılmaması ve çevre güvenliğinin sağlanmaması nedeniyle yaşanan ölüm olayının, dikkat eksikliği ve sorumsuzluktan kaynaklandığı vurgulanmıştır.
Bilirkişi raporunda ayrıca nakliye firması yetkililerinin, yük taşıma platformunun üç tarafında bulunan kanatları kapatmaları ve eşyaların güvenli bir şekilde taşınmasını sağlamaları gerektiği, aksi takdirde merdivenle taşıma işlemini organize etmeleri gerektiği de ifade edilmiştir. Bunun yanı sıra, hareket alanında insan bulunmaması için güvenlik bariyerleri kullanma gerekliliği de vurgulanmıştır. Ancak M.G. ve E.G. bu yükümlülükleri yerine getirmedikleri için sorumlu tutulmuşlardır.
Olayla ilgili olarak gözaltına alınan M.G. ve E.G., “bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçlamasıyla tutuklanmıştır. Bunun dışında, firma çalışanı A.H.M. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır. Bu trajik olay, nakliye işlemlerinin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli önlemler alınmadığı takdirde çok ciddi sonuçlara yol açabileceğini bir kez daha göstermiştir.
Bugüne kadar devam eden soruşturma ve alınan bilirkişi raporu, benzer olayların yaşanmaması için bir ders niteliği taşımaktadır. Nakliye firmalarının ve taşımacılık işlerini üstlenen kişilerin, sorumluluklarını yerine getirip, müşteri ve çevre güvenliğini sağlamak adına gerekli önlemleri alması şarttır. Aksi halde, bu tür trajedilerin önüne geçmek mümkün olmayacaktır.