Başkan İpek Onbaşıoğlu, yaptığı basın açıklamasında derinleşen yoksulluk olgusunun Türkiye’de sosyal facialara neden olduğunu vurguladı. Onbaşıoğlu, “kadın dirençsizliği” kavramını öne çıkararak, çocukların geleceği için bu durumun ne denli tehdit oluşturduğuna dikkat çekti. Efes Selçuk’ta meydana gelen ve beş çocuğun hayatını kaybettiği olay sebebiyle tüm Türkiye’nin yas tuttuğunu belirten Onbaşıoğlu, “11 Kasım Pazartesi akşamı Efes Selçuk’ta yaşanan bu acı olay, Fadime Nefes, Funda Peri, Aslan Miraç, Masal Işık ve Aras Bulut’un yaşamını kaybetmesine yol açtı. Çocuklarımız, anneleri hurda toplamaya giderken bir elektrik sobasından çıkan yangın nedeniyle acı bir şekilde aramızdan ayrıldılar. Bu durum, derinleşen yoksulluğun acı sonuçlarının geldiği boyutu gözler önüne seriyor.” ifadelerini kullandı.
Onbaşıoğlu, Türkiye’de her geçen gün artan yoksulluğun en çok kadınlar ve çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yarattığını savundu. “Son 20 yıldır iktidar, halkın ihtiyaç ve isteklerine karşı duyarsız kalmaya devam ediyor. Geçim sıkıntısı çeken halkımız temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamamaktadır.” dedi. Genel Başkan Özgür Özel’in de belirttiği gibi, Türkiye’de yoksulluk ve güvencesizlik içinde artan bir kadın dirençsizliği yaşandığını vurguladı ve bu konu üzerine bir araştırma önergesinin yazılacağını sözlerine ekledi.
Başkan Onbaşıoğlu, sosyal devlet anlayışının güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. “Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal devlet olgusunu unutması, büyük bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Bu olay, Efes Selçuk’ta yaşanan yoksulluk ve sosyal adaletsizliğin bir yansımasıdır. Çocuklarımız açlık çekiyor; ebeveynler çocuklarını beslemek için çalışsa da, alım güçleri yeterli olmuyor.” dedi. Ayrıca, yerel yönetimlerin bütçeleri üzerindeki kısıtlamaların onları vatandaşların ihtiyaçlarına hızlı cevap vermekten alıkoyduğunu ifade etti.
Onbaşıoğlu, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan vatandaşları için duyduğu endişeyi dile getirerek, Türkiye’deki “sadaka kültürü”nün kitlelerin ihtiyaçlarını karşılayamayacak hale geldiğini belirtti. Kadın istihdamındaki gerileme, kadınların iş gücüne katılımını engellerken, kız çocuklarının eğitimleri de tehlikeye girmektedir. “Efes Selçuk’ta yaşanan bu facia, sadece beş çocuğumuzu kaybetmemizle sonuçlanmadı; ayrıca toplumsal yapının ne denli derin bir sorunla karşı karşıya olduğunu da ortaya koydu.” dedi.
Onbaşıoğlu, çocukların hem devletin hem de yerel yönetimlerin sorumluluğunda olduğunu belirtti. “Çocuklarımız oyun oynamalı, eğitim almalı ve hayaller kurabilmelidir. Ancak çocuklarımız, ekonomik kriz nedeniyle beslenemiyor ve eğitim alamıyorlar.” diye konuştu. “Bu sorumluluk sadece iktidara değil, aynı zamanda yerel yönetimlere ve topluma da aittir. Ancak iktidarın oluşturduğu dengesizlikleri düzeltmek kolay değil.” ifadelerini kullandı.
Onbaşıoğlu, gelecekte neler yapılması gerektiğini de vurguladı. “Bu olayın çaresi yok, ancak gelecekte benzer durumların yaşanmaması için nedensel ilişkilerin netleştirilmesi ve toplumun bu sorunları irdelemesi gerekmektedir. Hiçbir çocuk yatağa aç girmemeli, aileler temel kırtasiye ihtiyaçları için kaygı duymamalıdır.” dedi.
Son olarak, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de dile getirdiği gibi, “Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar.” diyerek, tüm toplumun çocuk