Çocuklarına Bıçak Dayadı: Boşanma Draması

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İzmir’de yaşanan trajik bir olay sonrasında, çocuklarının boğazına bıçak dayadığı gerekçesiyle tutuklanan Şiyar Alpaslan’ın (32) boşanma aşamasındaki eşi Fatma Alpaslan (26), devlet korumasına alınan iki çocuğunu görmek amacıyla Burdur’dan İzmir’e geldi. Çocuklarını yanına almak istediğini vurgulayan Fatma Alpaslan, “Nasıl bu kadar canileştiğini anlamıyorum, aklım almıyor” şeklinde duygularını ifade etti.

Olay, 18 Kasım 2023 tarihinde, öğle saatlerinde İzmir’in Karabağlar ilçesinde gerçekleşti. İzmir’de yaşarken geçimsizlik nedeniyle eşi Fatma Alpaslan, iki çocuğunu eşi Şiyar Alpaslan’a bırakarak Burdur’a gitmeye karar verdi. Bu durum sonrası Şiyar Alpaslan, eşi Fatma’yı görüntülü arayarak çocukları Yiğit C.A. (7) ve Berat A. (3) ile birlikte boğazına bıçak dayayıp tehdit etti. Fatma Alpaslan, bu tehdit karşısında derhal emniyete giderek şikayette bulundu. Hızla harekete geçen güvenlik güçleri, Şiyar Alpaslan’ı Karabağlar’da gözaltına aldı. Çocuklar devlet korumasına alındı, Şiyar Alpaslan ise emniyetteki ifadesinde, “Eşimle sorunlar yaşıyoruz, beni terk etti. Çocukları vermek istedim, kabul etmedi. Annemin desteğiyle beraber bakıyoruz. Söz konusu görüntüler eski. Eşimle yaşadığım bir tartışma sonucu yaşandı. Çocuklarımı seviyorum, asla zarar vermem” dedi. Gözaltı işlemlerinin ardından, 19 Kasım 2023 tarihinde adliyeye sevk edilen Şiyar Alpaslan, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

Olayın duyulmasının ardından, Burdur’dan çocuklarını görmek için İzmir Valiliği Karşıyaka Çocuk Evleri Sitesi Müdürlüğüne gelen Fatma Alpaslan, eşi Şiyar Alpaslan’dan şiddet gördüğünü öne sürerek şu ifadeleri kullandı: “Eşim, aylarca şiddet uyguladı. Kaçtım ancak çocukları yanıma alamadım. Sonradan onları yanıma almak istedim fakat başaramadım. Telefonda görüştükten sonra tekrar aradı. Ben de çocuğuma yaşattıklarını gördüm. Çocuğumu bırakması için yalvardım ve geri döneceğimi söyledim. Hemen eşimi ihbar etmek için polise gittim. Nasıl bu kadar canileştiğini anlamıyorum, aklım almıyor.”

Çocukların devlet korumasında olduğunu ve kendisine teslim edilmediğini belirten Fatma Alpaslan, “Çocuklarımı alabilmek için maddi durumumun el vermesi, bir evimin olması gerekiyormuş. Şu an bunun için mücadele veriyorum. Gerekirse çocuklarımı da yanıma alıp, kadın sığınma evine yerleşeceğim. Çocuklarım yurtta kalmak istemiyor, yanımda olmak istiyor. Özellikle büyük oğlum çok korkmuş. ‘Benimle gelir misin?’ dedim. ‘Gelemem çünkü babam kızar’ dedi. Çocuklarımı istiyorum, başka bir şey istemiyorum. Evlatlarıma oyuncak araba getirdim. Büyük oğlum ‘Sende kalsın, senin yanına gelince oynarım’ dedi” şeklinde konuştu.

Fatma Alpaslan’ın yaşadığı bu olay, aile içindeki şiddetin boyutlarını bir kez daha gözler önüne sererken, çocukların güvenliği için devletin ne tür adımlar atacağı gündemdeki yerini koruyor. Çocukların yaşadığı travmanın önüne geçebilmek adına, aile ve sosyal hizmetler tarafından sürecin nasıl ilerleyeceği merakla bekleniyor. Bu tür olaylar, toplumda aile içi şiddetin ne kadar yaygın olduğunu ve korunmaya ihtiyaç duyan bireylerin ne denli zor bir durumla karşı karşıya kaldıklarını bir kez daha gözler önüne seriyor.