Japonya’daki Kindai Üniversitesi’nden bilim insanları, yan etkisiz ve uzun süreli ağrı kesici etkisi sunan yeni bir antikor keşfetti. Bu yeni antikor, “Hücre adezyon molekülü 1” (CADM1) olarak bilinen bir proteini hedef alıyor ve ismi ise 3E1. 3E1 antikoru, özellikle sinir hücrelerinin yüzeyinde bulunan CADM1 proteinini hedef alarak yalnızca duyu sinirlerine etki ediyor. Uzmanlar, bu antikorun ağrı sinyallerini ileten sinirlerin aktivitesini baskılayabileceğini tespit etti.
Kindai Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Akihiko Ito ve Dr. Fuka Takeuchi’nin liderliğindeki çalışma çerçevesinde, 3E1 antikoru farelerin derisine enjekte edildi. Yapılan gözlemler sonucunda, antikorun yalnızca deri altındaki duyu sinirlerinde lokalize olduğu belirlendi. Kimyasal kaynaklı ağrı testlerine tabi tutulan farelerde, 3E1 antikoru uygulanan farelerin ağrıya dair davranışlarının kontrol grubuna kıyasla belirgin şekilde azaldığı görüldü. Bu olumlu etkiler, mevcut lokal anesteziklerden çok daha uzun sürerek 24 saate kadar devam etti.
3E1 antikorunun en önemli avantajlarından biri, motor sinirler üzerinde herhangi bir olumsuz etki göstermemesi. Yapılan deneyler sonucunda, antikorun felç ya da davranışsal bozukluklara yol açmadığı gözlemlendi. Prof. Akihiko Ito, “Bir enjeksiyonla sinirlerde biriken ve ağrı kesici etki sağlayan bu antikor, ‘antikor anestezikleri’ adıyla yeni bir alanın kapılarını aralayabilir” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Son yıllarda, osteoartrit ve kronik ağrı tedavisi için geliştirilen antikor bazlı ilaçlar ciddi yan etkiler nedeniyle sınırlı başarı sağladı. Fakat 3E1, motor sinirleri etkilemeden ve toksik etkiler yaratmadan güvenli bir çözüm sunuyor. Araştırma ekibi, 3E1’in insanlarda kullanıma uygun hale getirilebilmesi için antikorun daha uzun süreli etkileri olan versiyonları üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.
Bu yeni tedavi yöntemi, kronik ağrı ve diğer ağrı kaynaklı durumlar için umut vadediyor. 3E1 antikorunun sağladığı yan etkisiz, uzun süreli rahatlama; özellikle spor yaralanmaları, osteoartrit ve diğer ağrı durumları yaşayan bireyler için dikkat çekici bir gelişme olarak öne çıkıyor. Bu tür yeni araştırmalar, bağışıklık sistemi ile etkileşimde bulunan ilaç alternatiflerinin bulunduğu bir dönemin kapılarını aralıyor.