0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İzmir’de Su Krizi ve İklim Değişikliği

İklim değişikliği, küresel ısınma ve yetersiz yağışların etkisi, doğal kaynakların giderek erimesine neden olmaktadır. Özellikle su kaynakları, her geçen yıl daha da azalmakta ve bu durum, birçok şehirde ciddi su krizlerine yol açmaktadır. 2023 yılı için İzmir’deki duruma bakıldığında, barajlardaki su doluluk oranlarının geçen yılın Temmuz ayına göre önemli ölçüde düştüğü görülmektedir. İzmir’in ana su kaynağı olan Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesi, geçen yıl Temmuz ayında yüzde 25 iken, 2023 yılı itibarıyla bu oran yüzde 10,6’ya kadar gerilemiştir. Bu durumda, İzmir’in yaklaşık iki aylık içme suyunun kaldığı ifade edilmektedir.

Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesinin düşmesi ile birlikte, daha önce suların altında kalan tarihi yapılar da gün yüzüne çıkmıştır. Bu yapılara arasında bir cami, minare, köprü ve eski Burgurca köyüne ait evlerin kalıntıları bulunmaktadır. Bu durum, bölgedeki su krizinin ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını göstermektedir.

Çeşme’deki Su Tehlikesi

Ege Bölgesi’nin gözde turizm merkezlerinden biri olan Çeşme’nin su durumu ise daha endişe verici bir hal almıştır. Çeşme’nin su ihtiyacını karşılayan Kutlu Aktaş Barajı’ndaki su seviyesi, 2022 yılındaki Temmuz ayında yüzde 27 iken, 2023 yılı itibarıyla yüzde 6,6’ya kadar düşmüştür. Bu durum, ilçede artık sadece üç haftalık içme suyu kaldığını göstermektedir. Çeşme Belediyesi, bu susuz yaz tehlikesine karşı çeşitli tasarruf tedbirleri almaya devam etmektedir.

İzmir’deki diğer barajların durumu da aynı şekilde iç açıcı değildir. Örneğin, Balçova Barajı’nın doluluk oranı yüzde 58’den yüzde 39’a, Güzelhisar Barajı’nın doluluk oranı ise yüzde 78’den yüzde 60’a gerilemiştir. Ürkmez Barajı’nda ise doluluk oranı yüzde 33’ten yüzde 16’ya düşmüştür. Bu veriler, bölgedeki su sıkıntısının ne denli ciddi olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.

Su Kaynaklarının Yönetimi

İzmir kentinin su ihtiyacının yaklaşık yüzde 55’i yer altı, yüzde 45’i ise yüzeydeki su kaynaklarından karşılanmaktadır. Mevcut su kuyularında kullanım artarken, yeni kuyu açılmasına yönelik çalışmalar da sürmektedir. İzmir şehir merkezinde 93 kuyu üzerinden su temin edilirken, kullanılmayan kuyuların yerine 20 yeni kuyu açılması için de çalışmalar devam etmektedir.

Kısacası, İzmir’de su krizi giderek derinleşiyor ve bu durum, hem içme suyu ihtiyacını hem de tarım ve diğer sektörleri doğrudan etkilemektedir. İklim değişikliği ve artan kuraklık, buna ek olarak insanların tüketim alışkanlıkları üzerinde yeniden düşünmeleri gerektiğinin ve su tasarrufunun öneminin vurgulanması gerektiğinin altını çizmektedir.