İzmir’de Eylem Mi? Eşkıya Filmi Gibi Olaylar!
2146 okunma

İzmir’de Eylem Mi? Eşkıya Filmi Gibi Olaylar!

ABONE OL
Temmuz 15, 2025 10:08
İzmir’de Eylem Mi? Eşkıya Filmi Gibi Olaylar!
0

BEĞENDİM

ABONE OL



İzmir’deki Olayların Özeti

Dün, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi önünde yaşananlar, bir işçi eyleminden ziyade, bir sokak çatışmasını andırıyordu. İşten çıkarılan işçilerin demokratik tepkilerini örgütlemesi gereken sendikalar, maalesef olayların dozunu kaçırarak, gerginliğe sebep oldular. Her zaman belirtildiği gibi, eylem bir hukuk hakkıdır ve bu konu tartışılamaz. Ancak dünkü tablo, kesinlikle bir hak arayışı olarak nitelendirilemez.

Belediye meclis salonunun giriş kapısına dayanan ve içeri girmeye çalışan grubun sergilediği davranışlar, tam anlamıyla bir şiddet gösterisiydi. Sinirlerine hakim olamayan bu grubun durumu, hak arama eyleminden çok daha fazlasını yansıtıyordu. Dahası, destek için orada bulunan basın mensuplarını bile darp eder hale gelmiş olmaları, yaşananların ne denli vahim bir boyuta ulaştığını gözler önüne serdi.

Bu noktada merak ettiğim, o kapılar açılabilseydi ne olacaktı? İçeri girdiklerinde ne yapmayı planlıyorlardı? Meclis salonunu mu yıkacaklardı, belediye çalışanlarına mı saldıracaklardı, meclis üyelerine mi, yoksa belediye başkanına mı? Çünkü içeriye girmek için yaptıkları eylemler, bir hak talep etme biçimi değildi. Eylemin bu denli şiddetle iç içe geçmiş olması, sendikaların amacından saptığını gösteren açık bir işarettir.

Bu tür saldırgan davranışların meydana gelmesine göz yummak ya da bu duruma sebep olmak, ciddi bir sorumluluktur. İşçiler belki sadece işlerini geri istiyor olabilir, ancak onları öfke dolu bir kalabalık haline getiren sendikanın hızla sorgulanması gerektiği açıktır. İzmir halkı, hak arayışı içinde olanları da iyi anlayabilir, provokasyonları da.

Dün, o kapıların ardında aslında korkunç bir tablo izledik. Bir eylem olmanın ötesinde, tam anlamıyla bir eşkıya filmi görünümü vardı. Ve ne yazık ki bu film, izleyenlerinden en düşük puanı talep eden bir senaryo gibiydi. Bu tür bir davranışın, hak arayışı yerine şiddeti öncelemesi, sadece işçilerin değil, tüm toplumun kaybettiklerini gösteriyor.

Sonuç itibarıyla, sendikaların bu tür durumları yönetememesi, toplumsal gerginlikleri artırmakta ve yasadışı davranışların önünü açmaktadır. Bu, sendikaların güvenilirliklerini ve temsil ettikleri işçilerin haklarını zedeleyen bir durumdur. İşçi hakları ve sosyal adalet için yapılan eylemlerin, bu tür vandalizmlerle anılmaması gerektiği inancındayım.


En az 10 karakter gerekli