0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Anayasa Mahkemesi’nin HSK Üyeleri Seçimiyle İlgili Kararı

Anayasa Mahkemesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyelerinin seçim iptali ve yürürlüğünün durdurulması isteğiyle yapılan başvuruyu “görevsizlik” nedeniyle reddetti. Bu durum, HSK üyelerinin seçimine ilişkin tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. 21 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen seçimlerde Fuzuli Aydoğdu, Hakan Yüksel, Seyfi Han, Cengiz Aydemir ve Alişan Tiryaki, TBMM Genel Kurulu tarafından HSK üyeliğine seçilmişti.

Seçimlerin hem usule hem de esasa aykırı olduğunu iddia eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), bu durumu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyarak, söz konusu 5 kurul üyesinin seçimine ilişkin TBMM Genel Kurulu işleminin iptalini ve yürürlüğünün durdurulmasını talep etti. CHP’nin başvurusu, seçimlerin düzenlenme sürecinin ve sonuçlarının hukuki dayanıklılığına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyordu.

11 Üyenin Karşı Oyuyla Reddedildi

Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP’nin başvurusunun ilk incelemesini gerçekleştirerek, söz konusu talebi değerlendirip sonuca ulaştı. İlk inceleme aşamasında, AYM, 11’e karşı 4 oyla “görevsizlik” nedeniyle iptal isteminin reddine karar verdi. Bu karar, AYM’nin, seçimlerin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için gerekli olan yetkiye sahip olmadığını ortaya koydu.

Bu gelişmeler, HSK üyelerinin seçimine ilişkin hukuki süreçteki belirsizliklerin daha da derinleşmesine sebep oldu. HSK’nın, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı gibi konulardaki kritik rolü göz önünde bulundurulduğunda, seçimlerin hukuki niteliği hakkında kamuoyunda tartışmalar alevlendi. CHP’nin bu başvurusu, sadece HSK üyelerinin seçiminin iptali talebinden ibaret değildi; aynı zamanda yargı sisteminin demokratik denetimi ve hukukun üstünlüğü konularında da önemli bir tartışma alanı açmış oldu.

AYM’nin kararının ardından, yargı bağımsızlığı konusundaki eleştiriler ve görüşler de yeniden gündeme geldi. HSK, yargı sürecinin önemli bir parçası olarak, yargıç ve savcıların atanması ve yönetimi konularındaki yetkileriyle özel bir konumda bulunuyor. Bu noktada, HSK üyelerinin seçimi, yalnızca hukuki bir mesele değil, aynı zamanda Türk demokrasisinin geleceği açısından da kritik bir öneme sahip.

Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bu karar, HSK üyelerinin seçimleri üzerine yürütülen tartışmaların ve Anayasa Mahkemesi’nin yetki sınırlarının ne denli tartışmalı olduğunu gözler önüne serdi. Uzmanlar, bu gibi durumların yargının bağımsızlığına ve devletin temel işleyişine olası etkilerini derinlemesine ele almaya devam ediyor.