Kamuoyunda “yüksek kârlı gizli fon” adıyla bilinen dolandırıcılık olayına ilişkin yargılanma süreci devam ediyor. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirilen duruşmada, 11 Nisan 2023 tarihinden bu yana tutuklu bulunan Seçil Erzan, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla cezaevinden bağlandı. Bu duruşmada, savcılık mütalaasını sunarak, Erzan’a yönelik ağır suçlamalarla birlikte kapsamlı bir ceza talebinde bulundu.
Gazeteci Ceylan Sever’in aktardığı bilgilere göre, mütalaada Seçil Erzan için “nitelikli dolandırıcılık” gibi suçlamalarla toplamda 362 yıla kadar hapis cezası istendi. Erzan’ın gerçekleştirdiği eylemlerin 10 tanesi zincirleme şekilde yer alıyor ve toplamda 26 eylemden ceza talep ediliyor. Zincirleme dolandırıcılık suçunun nitelikli hali, hapis cezasında artırım nedeni olarak değerlendiriliyor ve bu durum toplamda 345 yıla kadar hapis cezası istemi ile sonuçlanıyor.
Erzan ayrıca, 5 farklı müştekiye yönelik “özel belgede sahtecilik” suçundan 15 yıl hapis cezası ile karşı karşıya. Bunun yanı sıra, ünlü futbol teknik direktörü Fatih Terim’e yönelik “güveni kötüye kullanma” suçu gerekçesiyle ise 2 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Bu durum, davanın ciddiyetini ve geniş kapsamını ortaya koyuyor.
Dava dosyasına sonradan sanık olarak dahil edilen Denizbank’ın eski yöneticileri Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu için duruşma savcısı, beraat talebinde bulundu. Bu durum, davanın seyrini değiştirebilecek bir etken olarak değerlendiriliyor. Savcılığın beraat talebiyle birlikte, Erzan’ın yargılandığı eylemlerin daha geniş bir perspektiften değerlendirilmesi gerektiği ortaya çıkıyor.
Seçil Erzan’ın yargılandığı bu davanın durumu, Türkiye’deki dolandırıcılık vakalarına karşı kamuoyunun duyarlılığını artırmış durumda. Medya ve halk, davanın sonuçlarını ilgiyle takip ediyor. Duruşmaların ilerleyen süreçlerinde, Erzan’ın savunmasının nasıl şekilleneceği ve diğer sanıkların durumlarının ne olacağı merakla bekleniyor. Mahkemenin son kararları, bu tür dolandırıcılık olaylarının önüne geçilmesi adına önemli bir adım olabilir.
Dolandırıcılık suçları, ekonomik istikrarı tehdit eden ciddi vakalar olarak karşımıza çıkmakta ve mağdurların yaşamlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Kamu ve özel sektör işbirliği ile bu tür suçların önlenmesine yönelik alınacak tedbirler, toplumda güvenin yeniden tesis edilmesi için büyük önem arz etmektedir.