Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, son günlerde meydana gelen depremlerin etkilerini incelemek amacıyla Balıkesir Sındırgı ve Kütahya Simav bölgelerine bir çalışma gerçekleştirdi. 28 Eylül 2025 tarihinde Kütahya’nın Simav ilçesinde 5.4 büyüklüğünde bir deprem yaşandı ve bu depremin ardından 6.1 büyüklüğündeki Balıkesir Sındırgı depremi, 10 Ağustos 2023 tarihinde meydana geldi. Bu depremler sonucunda, yalnızca bir can kaybı yaşanmış olup, inceleme bu noktada büyük bir önem taşıyor.
Prof. Dr. Sözbilir, yaptığı değerlendirmede, “Simav zonu, 200 kilometre uzunluğunda bir faya sahip. Bu fayın doğu kısmında, 1970 yılında meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki Gediz depreminin ardından önemli can ve mal kayıpları yaşanmıştı. Yakın gelecekte, bu fay zonu üzerinde güçlü depremlerin olma olasılığı bulunmaktadır. Özellikle Sındırgı’daki 6.1 büyüklüğündeki deprem sonrası artçı sarsıntılar devam ediyor ve sayısı 12 bini aşmış durumda. Ayrıca, Simav’daki 5.4 büyüklüğündeki ana şok sonrası da 500’ü bulan artçılar oluştu.” dedi.
Prof. Dr. Sözbilir, Simav Fay Zonu üzerinde pek çok küçük ve büyük fayların bulunduğunu belirterek, bu fayların önemli bir kısmının “ölü faylar” olarak adlandırıldığını ifade etti. Ancak son depremler, bu ölü fayların yeniden aktif hale gelmesine sebep oldu ve yeni bir deprem aktivitesi başladı. 2011 yılında Naşa’nın kuzeydoğusunda meydana gelen 5.9 büyüklüğünde bir depremin ardından benzer bir stres birikiminin 28 Eylül 2025’teki Simav depremini tetiklediği düşünülmektedir. Burada, stresin kuzeybatıya doğru aktarıldığı bir mekanizmanın varlığı vurgulanmaktadır.
Sözbilir, “Sındırgı ve Simav depremleri arasında bulunan bölgede, belirli büyüklükte stres birikimi yaşanıyor. Bu durum da yine deprem üretmeye başlayabilir ancak büyük depremler üretme potansiyeli düşük. İki deprem sonrası, bölgede bir ‘deprem fırtınası’ yaşanıyor ve bu fırtınanın birkaç ay sürebileceğini düşünüyoruz. 4 ila 4.5 büyüklüğünde irili ufaklı depremler meydana gelebilir.” açıklamalarında bulundu.
Deprem bilimindeki uzman sayısının yetersizliği hakkında da konuşan Prof. Dr. Sözbilir, “Yaşanan depremlerin arazi çalışmaları ile yeterli bir şekilde değerlendirilebilmesi için üst düzey bilim insanlarına ihtiyaç var. Yer bilimlerinde uzmanlaşmış profesyonel sayısının arttırılması gerekmektedir. Kandilli Benzeri enstitülerin çoğaltılmasıyla, her bölgeye bu tür kurumlar kurulmalı ve bu alanda uzman bırakmayı hedeflemeliyiz.” dedi.
Son Dakika › Sağlık › Artçılar 12 bini aştı, deprem fırtınası sürüyor: Ölü faylar uyandı – Son Dakika.