Çiftçiden Isyan: Kıvırcık 2 TL, Koyun Otlatsın!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İzmir’in Bergama ilçesinde, geçimini çiftçilik yaparak sağlayan bir üretici, tarlasından hasat ettiği kıvırcık ürününe teklif edilen fiyata isyan etti. Sosyal medyada paylaştığı videoyla sesini duyurmaya çalışan çiftçi, kıvırcığın tanesi için alıcının sadece 2 TL teklif etmesine sert tepki gösterdi. Bu durum, çiftçinin emeğinin karşılığını alamaması ve artan maliyetler karşısında yaşadığı zorlukların bir göstergesi olarak dikkat çekti.

“KIVIRCIĞI SATMAYACAĞIM, KOYUNLARI OTLATACAĞIM”

Yüksek üretim maliyetlerinin giderek artmasıyla birlikte, çiftçi bu fiyatı çok düşük bulduğunu ifade etti. Emeğinin karşılığını alamayacağını belirten çiftçi, kıvırcık ürününü satmak yerine tarlasında bırakarak, alternatif olarak koyunlarını otlatacağına dair kararını açıkladı. “Bu kıvırcığın tanesine 2 TL veriyorlar. Satarsam şerefsizim, burada koyunları otlatacağım,” diyerek, yaşadığı hayal kırıklığını ve öfkeyi açıkça dile getirdi.

Bu durum, yalnızca bireysel bir çiftçinin yaşadığı bir sorun değil, aynı zamanda Türkiye genelindeki çiftçilerin karşılaştığı derin bir sorunun yansıması. Çiftçiler, artan girdi maliyetleri ve düşük alım fiyatları nedeniyle birçok zorlukla başa çıkmak zorunda kalıyor. Özellikle tarım sektöründe yaşanan ekonomik sıkıntılar, çiftçilerin üretim yapma isteğini olumsuz etkiliyor ve bazıları için hayal kırıklığına yol açıyor.

Çiftçi, bunun yanı sıra, yaşadığı bu olumsuz durumu sosyal medya üzerinden paylaştığında, birçok takipçisi de benzer sorunlar yaşadıklarını ifade etti. Birçok çiftçi, emeğinin karşılığını alamadığı gibi, yüksek maliyetler nedeniyle tarlasına yatırım yapmaktan da korkar hale geldi. Bu nedenle, bazı çiftçiler ürünlerini hasadını yapmamayı tercih ederken, diğerleri ise alternatifi olarak hayvancılığa yönelmek durumunda kalıyor.

Bu olay, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Tarım politikalarının gözden geçirilmesi ve çiftçilere destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiği açık bir gerçektir. Aksi takdirde, yerel üreticilerin yaşadığı bu sorunlar büyüyerek ülke çapında bir gıda krizine yol açabilir. Özellikle yerel ürünlerin değerinin düşmesi, hem çiftçilerin hem de tüketicilerin olumsuz etkilenmesine sebep olacaktır.

Sonuç olarak, Bergama’daki çiftçinin yaşadığı bu durum, sadece tek bir kişinin hikayesi değil, agroekonomik sorunların ve tarımsal adaletsizliklerin bir sembolüdür. Üreticilerin bu tür sorunlarla karşılaşmaması için tarımsal desteklerin ve adil fiyatlandırma politikalarının hayata geçirilmesi elzemdir. Bu tür olayların artış göstermesi, hem ekonomik hem de sosyal açıdan dengesizlik yaratabilir. Çiftçiler, emeklerinin karşılığını alacakları bir sistemin parçası olmalıdır ki üretmeye devam edebilsinler.