İzmir’de Su Krizi! Tahtalı Barajı’nda Doluluk %1’e Düştü

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İZMİR, Türkiye’nin batısında bulunan önemli bir şehir, son dönemlerde içme suyu sorunlarıyla karşı karşıya kaldı. Şehrin içme su ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan Tahtalı Barajı’nda doluluk oranı tarihi bir düşük seviyeye inerek sadece yüzde 1’e düştü. Bu durum, İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU) tarafından yürütülen analizlerle de doğrulanmış durumda. Kentte yaşanan kuraklık koşulları ve azalan su kaynakları, barajların neredeyse tamamen kuruması ile sonuçlandı.

Tahtalı Barajı haricinde, diğer barajlarda da son derece düşük su seviyeleri gözlemleniyor. Balçova Barajı, Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı ve Gördes Barajı tamamen susuz kalmışken, Ürkmez Barajı’nda su seviyesi yalnızca yüzde 4,1’e düşmüş durumda. Öte yandan, Güzelhisar Barajı’nda bu bağlamda bir umut ışığı olarak su seviyesi yüzde 46,4’e ulaşmış olsa da bu durum genel su ihtiyacının karşılanmasında yetersiz kalmaktadır.

Kentte su tüketiminin kontrol altına alınması için İZSU, 6 Ağustos tarihinden itibaren 5 saatlik planlı ve dönüşümlü su kesintileri uygulamaya koydu. Bu önlemin amacı, yenileme ve bakım çalışmaları ile birlikte yağışlı dönem içerisinde mevcut su rezervinin dikkatli bir şekilde kullanılmasıydı. Ancak, yaşanan ciddi kuraklık koşulları ve mevcut barajlardaki su seviyesinin bu denli düşmesi, alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu ortaya koymakta.

İZSU, yaşanan su krizine karşı duyarsız kalmadı ve çözüm üretmek amacıyla çeşitli çalışmalar başlattı. Bu bağlamda, farklı bölgelerdeki yer altı sularının değerlendirilmesi ve yıllardır kullanılmayan Aliağa Güzelhisar Barajı’ndaki isale hattının yenilenmesi gibi adımlar atılıyor. Bu yenileme çalışmaları, barajdan alınacak suyun İzmir’in içme suyu ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynayacak.

İzmir halkı için bu durumda en büyük sorun, su kaynaklarının hızla azalması ve gelecekteki su ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı yönünde endişelerin artmasıdır. Kuraklık, iklim değişiklikleri ile birleştiğinde bu kriz daha da derinleşebilir. Bu nedenle, İzmir için su kaynaklarının verimli bir şekilde yönetilmesi ve alternatif su kaynaklarının araştırılması büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, İzmir’deki su krizi, şehirdeki yaşam standartlarını tehlikeye atmakta ve acil çözülmesi gereken bir sorun olarak öne çıkmaktadır. İZSU yetkilileri, mevcut kaynakları en iyi şekilde değerlendirme çabası içindeler ancak halkın da su tasarrufu konusunda duyarlı olması ve destek vermesi gerekmektedir. Aksi halde, yaşanan kuraklık koşulları ve su krizinin derinleşmesi İzmir’in sürdürülebilirliğini tehdit eden faktörler arasında yer alacaktır.