Kadına Şiddete Hayır: Sesimizi Yükseltiyoruz

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Son bir ay içinde ülkemizde meydana gelen olayların, kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdığı ifade edilmektedir. Başkan Mustafa Turan, Diyarbakır’da hayatını kaybeden Narin adlı genç kız ile İstanbul’da şehit düşen Şeyda Yılmaz’ın isimlerini anarak, bu acı kayıpların yanı sıra, özellikle geçtiğimiz hafta İstanbul’da yaşanan ve detaylarını paylaşmak istemediği son derece üzücü olaylara dikkat çekmiştir. Bu tür kayıplar, toplumda büyük bir travmaya neden olurken, aynı zamanda kadınların sokağa çıkmaktan korkar hale gelmelerine yol açmaktadır. Ülkede kadınlar ve çocuklar üzerinde artan şiddet olayları, derin bir ekonomik kriz kadar ciddi bir tehdit oluşturmakta ve bu durum, sosyal yaşantıyı derinden etkilemektedir.

Başkan Turan, toplumda yaşanan her yeni cinayetin, bir öncekini unutturduğu bir düzenin varlığını kabul etmekte ve bu durumu kesinlikle istemediklerini vurgulamaktadır. Şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını ifade eden Turan, sadece lanetlemenin yeterli olmadığını kabul etmektedir. Eğitim sisteminden yargı sistemine kadar, şiddeti asla kabul etmeyen ve caydırıcı şekilde cezalandıran bir düzenin tesis edilmesi gerektiğini dile getirmektedir. Bu tür bir düzenin, insanlık onuruna yakışır bir şekilde inşa edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, toplumun tüm kesimlerinin bu noktada sorumluluk alması gerektiğini belirtmektedir.

İnsan hayatının korunmasının, devletin en önemli vazifeleri arasında yer aldığını ifade eden Turan, bunun yanı sıra aile kurumundan başlayarak, çocukların insanlığa, doğaya ve özellikle vatanseverlik duygusuyla yetiştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu bağlamda, acı olayların bir daha yaşanmaması için toplumun her kesimine, “KADINA VE ÇOCUĞA DOKUNMA” çağrısında bulunmaktadır. Bu mesaj, sadece bir uyarı değil, aynı zamanda vicdanlara hitap eden bir sesleniş olduğu belirtilmektedir.

Türkiye’de yaşanan bu olayların toplumsal bir dönüşüm ihtiyacını ortaya koyduğunu belirtmek, oldukça önemlidir. Şiddetin normalleşmesi, toplumda yarattığı kaygılarla birlikte farkındalığı artırma gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Sosyal ve kültürel dinamiklerin yeniden gözden geçirilmesi, bu tür talihsiz olayların önüne geçilmesi açısından büyük bir gereklilik haline gelmiştir. Eğitim alanında yapılacak yenilikler ve yargı sisteminde hayata geçirilecek reformlar, hem bireylerin hem de toplumun genelinde bir güven ortamı oluşturmasına yardımcı olacaktır.

Sonuç olarak, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın hakları ve çocukların korunması konularında yapılacak her türlü adım, toplumda huzur ve güven ortamının sağlanması açısından kritik bir önem taşımaktadır. Türkiye’nin geleceği için bu konuların öncelikli bir gündem maddesi haline getirilmesi gerekmektedir. Başta aileler ve eğitimciler olmak üzere, herkesin sorumluluk alacağı bir dönem başlatılmalı ve bu konuda ciddi adımlar atılmalıdır.