0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kızamık ve Boğmaca Vakalarındaki Artış: Sağlık Uzmanlarının Uyarıları

Son dönemde dünya genelinde birçok ülkede, kızamık ve boğmaca gibi bulaşıcı hastalıkların vakalarında belirgin bir artış gözlemlenmektedir. Bu durumda birçok faktör etkili olmakla beraber, aşılardaki doz eksiklikleri ve aşı reddi gibi önemli sebepler, hastalıkların yayılmasına zemin hazırlamaktadır. Biruni Üniversitesi Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Eda Kepenekli ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Deniz Aygün, geçmişe nazaran hem boğmaca hem de kızamık vakalarında artış olduğunu belirtmektedirler.

Boğmaca Vakalarındaki Artış

Prof. Dr. Eda Kepenekli, boğmaca vakalarının İstanbul ve diğer illerde arttığını ifade etmektedir. Bu artışın bir sebebinin, tanı konulmasında gelişen bir artış olduğunu belirtirken, boğmaca mikrobunun klasik antibiyotiklere karşı direnç geliştirebilmesinin de tedavi başarısızlıklarına yol açtığını kaydetmiştir. Kepenekli, topluma hizmet sunmalarına rağmen yayılımın devam ettiğini vurgularken, son yıllarda artan aşı karşıtlığı ve kararsızlığının bir diğer önemli etken olduğunu belirtmiştir. Boğmaca, özellikle 6 aydan küçük bebekler için son derece tehlikeli olup, bu yaş grubundaki çocuklar için ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Prof. Dr. Kepenekli, boğmaca belirtilerinin genellikle ateşsiz öksürük nöbetleri şeklinde olduğunu belirtmiş, bunun yanında küçük bebeklerde öksürük nöbetleri sonrası nefes kesilmesi ve apne atakları gibi ciddi durumların da görülebileceğini ifade etmiştir. Bu belirtiler, ailelerde büyük endişelere yol açmakta ve bazı durumlarda bebeklerin yoğun bakım tedavisine ihtiyaç duymasına neden olmaktadır. Bu nedenle, boğmacadan korunmanın en etkili yolu, hem bebeklerin hem de onlara bakacak olanların aşılama süreçlerine dikkat etmeleridir.

Kızamık Vaka Artışı ve Aşısızlığın Etkileri

Prof. Dr. Kepenekli, kızamık ile ilgili olarak, iki yıl önce belirgin bir vaka artışı ve salgın yaşandığını belirtmiştir. Aşı karşıtlığı ve yetersiz aşılamanın etkisiyle, Anadolu ve Avrupa yakasında kızamık olgularının arttığını gözlemlediklerini ifade etmiştir. Bu salgın, birkaç ay içerisinde kontrol altına alınmış olsa da birçok çocuk hastaneye yatmak zorunda kalmıştır. Kızamığın yüksek ateş ve kırmızı döküntüler ile seyrettiğini belirten Prof. Dr. Kepenekli, kızamığın tedavisinde kullanılabilecek standart bir antiviral tedavi bulunmadığı için, aşılama sürecinin önemine dikkat çekmiştir.

Kızamık geçiren çocuklarda genellikle yüksek ateş, burun akıntısı ve gözlerde kızarıklık gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtilerin yanına kuru öksürük de eklenerek, çocukta rahatsızlık arttıkça hastalığın seyrinin ağırlaşabileceği ifade edilmiştir. Türkiye’de yıllardır başarılı bir aşı programı uygulanırken, son dönemde aşılanma oranlarının düşmesi ile birlikte, unutulmuş hastalıkların tekrar ortaya çıktığı gözlenmektedir. Bu durum, artan bulaşıcılığıyla ciddi bir tehdit teşkil etmektedir.

Ailelerin Aşılanmanın Önemi

Doç. Dr. Deniz Aygün, mevcut durumun çok ciddi bir endişe kaynağı olduğunu belirterek, kızamık ve boğmaca hastalıklarının daha önceki yıllara göre sık görülmediğine işaret etmiştir. Dünya genelindeki pandemi, aşılama oranlarını olumsuz yönde etkilemiş ve bu da aşı reddi ile kararsızlığını artırmıştır. Bu süreçte, özellikle küçük çocuklar ve bebekler için riskin çok daha yüksek