10 Nisan 2025 Perşembe
Kalbin elektriksel sistemiyle ilişkili anormallikler nedeniyle ortaya çıkan ritim bozuklukları gençler ve yaşlılar arasında ölümcül olabilecek durumlar yaratabilir. Tıbbi olarak “aritmi” olarak adlandırılan bu hastalıkların kökeninde doğumsal anomaliler, viral enfeksiyonlar, kalp hastalıkları, yaşa bağlı kalp yetmezlikleri, kapak veya damar hastalıkları gibi çeşitli faktörler bulunabilir. Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği’nde görevli olan Aritmi ve Elektrofizyoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdülkadir Uslu, düzenli ritmin bozulması sonucu ortaya çıkan aritmi hastalarının sayısının oldukça yüksek olduğunu vurgulayarak, bu hastaların tedavilerinin artık oldukça başarılı bir şekilde gerçekleştirilebildiğini belirtti.
Gençlerde ve kadınlarda ani bayılmaların genellikle aritmi kaynaklı olduğunu belirten Uslu, kalp ritiminde yavaşlama yaşayan genç hastalarda hemen kalp pili takılmasının gerekmeyebileceğini, çünkü fonksiyonel kaynaklı bayılmaların kardiyo nöromodülasyon veya kardiyo nöroablasyon ile tedavi edilebileceğini açıkladı. Bu nedenle genç hastalarda ritim bozukluklarına bağlı bayılmaları ele alırken, farklı tedavi yöntemlerinin de düşünülmesi gerektiğini vurguladı.
Aritminin belirtilerinin hastaların şikayetleri esnasında tespit edilmesinin hayati bir önem taşıdığını ifade eden Uslu, elektrokardiyografide her zaman aritmi belirtilerinin görülmeyebileceğini ve şikayet olduğu anda tanının konulması gerektiğini vurguladı. Tedavi sürecinde hastaların şikayetlerinin dikkate alınmasının ve gerekli tetkiklerin hızlı bir şekilde yapılmasının önemine değindi.
Aritmi sorunlarına yönelik çok uzun süreli kayıt yapabilen cihazların ve akıllı saatlerin kullanımının arttığını belirten Uslu, bu sayede hastaların anormal ritimleri anında tespit edebildiğini dile getirdi. Türkiye’de en sık görülen ritim bozukluğu türlerinden biri olan atriyal fibrilasyonun özellikle Karadeniz bölgesinde yoğun olarak görüldüğüne dikkat çekerek, hastalığın kökenine ilişkin bazı hipotezleri paylaştı.
Sonuç olarak, kalp ritim bozuklukları gençlerde de yaşlılarda da ciddi sorunlara yol açabilen durumlar arasındadır. Doğru tanı ve tedavi yaklaşımlarıyla bu sorunların üstesinden gelinebileceği ve hastaların yaşam kalitesinin artırılabileceği unutulmamalıdır.