Batı Nil Virüsü Salgını Hız Kazanıyor
2470 okunma

Batı Nil Virüsü Salgını Hız Kazanıyor

ABONE OL
Ağustos 22, 2024 12:42
Batı Nil Virüsü Salgını Hız Kazanıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülkemizde ilk kez 2010 yılında ortaya çıkan ve en son 2019’da salgın yapan Batı Nil virüsüne bağlı olguların, Marmara bölgesinde özellikle baraj gölleri ve durgun suların çok olduğu yerlerde yeniden ortaya çıktığını belirten KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Demirören Haber Ajansı’na önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Yavuz, Bursa ve İstanbul gibi illerden vakaların bildirildiğine işaret ederek hastalığın virüsü taşıyan kuşlarla temas eden Culex türü sivrisineklere, onlardan da insanlara bulaştığını belirtti. Virüsün, özellikle yaşlı nüfusta, merkezi sinir sistemini tutarak menenjite yol açabildiğini kaydeden Prof. Dr. Yavuz, bildirilen vakaların da hastaneye yatış gerektiren ağır olgular olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Yavuz, hastalığın genellikle hafif geçtiğini ancak yaşlılar ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde ağır ve ölümcül olabildiğini vurguladı.

Prof. Dr. Yavuz, batı Nil virüsünün ülkemizde güncel enfeksiyon sorunları içinde daha ciddiye alınması gerektiğini belirterek, hastalığın semptomsuz seyrettiğini ancak bazı hastalarda ateşli bir hastalık veya merkezi sinir sistemi enfeksiyonu görülebileceğini ifade etti. 2010 yılında Türkiye’de büyük bir salgına yol açan bu virüsün, özellikle Marmara bölgesinde artış gösterdiğini, özellikle baraj gölleri ve durgun su kaynaklarının bulunduğu bölgelerde yoğunlaştığını açıkladı. İstanbul dahil olmak üzere gölü ve barajı olan ilçelerde daha fazla vaka görüldüğünü belirtti. Prof. Dr. Yavuz, hastaneye yatış gerektiren ağır vakaların özellikle Marmara bölgesinde yoğun olduğunu ifade etti.

Hastalığın çocuklar ve erişkinler için büyük risk oluşturmadığını, çoğunlukla semptomsuz seyrettiğini ve hastaların yüzde 80’inin belirtiler yaşamadan iyileştiğini belirten Prof. Dr. Yavuz, yaşlılardaki ölüm riskinin yüzde 10’u aştığını söyledi. Hastalığın semptom gösterenlerin yüzde 90’ında ateşli hastalık veya kas ağrıları gibi belirtiler görülebileceğini açıkladı. Prof. Dr. Yavuz, ağır vakalarda ise merkezi sinir sistemi tutulumlarına bağlı olarak felç gibi ciddi komplikasyonlar gelişebileceğini belirtti.

Hastalığın aşısının olmadığını, tedavisinin ise destek tedavilerle yapıldığını dile getiren Prof. Dr. Yavuz, PCR testleri veya vücudun antikorlarının incelenerek virüsün tespit edilebileceğini belirtti. Sivrisinekler aracılığıyla bulaşan virüsün yayılmasının önlenebilmesi için sivrisinekle mücadelede önlemlerin alınması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Yavuz, vatandaşların bireysel olarak sivrisineklerden korunmak için önlemler alabileceğini, özellikle su birikintisi yaratabilecek her türlü nesnenin ilaçlanması veya kurutulması gerektiğini vurguladı.

En az 10 karakter gerekli