CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen anma töreninin ardından bir kişi tarafından yumruklu saldırıya uğradı. Saldırganın isminin Selçuk Tengioğlu olduğu öğrenildi ve bu saldırı, etkinliğin sona ermesinin hemen ardından gerçekleşti.
İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Selçuk Tengioğlu’nun 2004 yılında Hatay’da iki çocuğu öldürdüğü bilgisi dikkat çekti. Bu trajik olayda, Tengioğlu’nun B.T. ve M.T. isimli iki çocuğu öldürdüğü ve ayrıca iki çocuğunu yaraladığı belirlendi. Bakanlığın açıklamasında, Tengioğlu’nun hırsızlık ve tehdit suçlarından da kaydı olduğu belirtildi. 2004 yılında işlediği cinayet nedeniyle müebbet hapis cezasına çarptırılan Tengioğlu’nun, 2020 yılında şartlı tahliye ile serbest bırakıldığı ifade edildi. Bu durum, kamuoyunda büyük bir infial yarattı.
Sırrı Süreyya Önder anma töreninin ardından AKM’den ayrılan Özgür Özel, bu sırada yanına yaklaşan Selçuk Tengioğlu tarafından yumruklandı. Olayın hemen ardından güvenlik güçleri, saldırganı etkisiz hale getirerek gözaltına aldı. Özel’in yaşadığı bu talihsiz olay, siyasi dünyada ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Toplum, bir siyasi figüre karşı gerçekleştirilen bu tür engelleyici eylemlerin, demokratik değerlerle çeliştiği üzerine yorumlar yapıyor.
Yaşanan bu olay, toplumda birçok kesimden farklı tepkilere yol açtı. Siyasi analistler, saldırının yalnızca bireysel bir davranış olmadığını, arka planda yatan siyasi gerilimlerin de bu tür eylemleri teşvik edebileceğini vurguladılar. Herkesin gözleri, bu olayın ardından 2-3 gün içinde nasıl bir gelişme olacağına çevrildi. Ayrıca, Özgür Özel’in sağlık durumu ve saldırının ardındaki motivasyonlar da kamuoyunun merak ettiği konular arasında yer aldı.
Bu saldırı, anma töreninin yanı sıra Türkiye’deki siyasi atmosferi de yeniden gündeme getirdi. Ayrıca, bireysel silahlanma ve güvenlik meselesi üzerine tartışmaları yeniden alevlendirdi. Özellikle hangi koşullar altında insanların serbest bırakıldığına dair tartışmalar, ceza yasalarının yeniden gözden geçirilmesi yönünde çağrılar yapmaya başladı.
Sonuç olarak, Özgür Özel’e yapılan bu saldırı, sadece bir siyasi figüre yönelik bir saldırı olarak kalmayıp, Türkiye’deki demokratik değerlerin sorgulanmasına ve güvenlik sorunlarının yeniden ele alınmasına sebep oldu. Bu tür olayların önüne geçebilmek için toplumun her kesiminin üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiği vurgulanıyor. Olayın ardından yaşananlarla birlikte, Türkiye’nin siyasi yapısında önemli bir dönüm noktasına doğru gittiği düşünülmektedir.