Depremden Sonra Ne Öğrendik? Vicdan Sorusu!
2445 okunma

Depremden Sonra Ne Öğrendik? Vicdan Sorusu!

ABONE OL
Temmuz 12, 2025 15:18
Depremden Sonra Ne Öğrendik? Vicdan Sorusu!
0

BEĞENDİM

ABONE OL



Samos Adası Depremi ve Sonrası

30 Ekim 2020 Samos Adası Depremi

Ege Denizi açıklarında yer alan Samos Adası’ndan 30 Ekim 2020 yılında meydana gelen deprem, hafızalarımızda silinmemek üzere yer etmeye devam ediyor. Saatler 14:51’i gösteriyordu. Kimimiz evde, kimimiz işyerinde, kimimiz ise alışveriş yapmak için marketteydik. Ancak hepimizin ortak bir noktası vardı; güvende değildik. Saat 14:51’de yaşanan 6,6 büyüklüğündeki deprem, İzmir’e uzak olmasına rağmen çok ağır yıkımlara neden olmuştu. Özellikle Bayraklı’da onlarca bina yıkılırken, yüzlerce binada ise orta, hafif ve ağır olmak üzere çeşitli hasar gruplarında hasar almıştı.

Maalesef ki depremde 117 vatandaşımızı kaybetmiştik. Hayatını kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet dilerken, ailelerine ise sabır diliyoruz. Şimdi gelelim yazımızın asıl bölümüne. İzmir’de 30 Ekim depremi sonrası yaklaşık 5 yıllık bir süreç geçti. Peki bu kadar sürede ne dersler çıkardık? Kocaman bir sıfır! Bayraklı, Bornova, Karşıyaka başta olmak üzere depremden ağır hasar alan ilçelerde dönüşüm bile yapılamadı. Bu maliyetlerle yapılması da pek mümkün değil.

Buraya kadar elbette ki mülk sahiplerinin hiçbir kabahati bulunmuyor. Tüm suç, bizleri yönetmesi için seçtiğimiz kişilerde. Ancak gelelim bir de vicdan konusuna. Deprem sonrası birçok evde hasar oluşurken hasarlı yapılar ne oldu? Tabii ki para hırsı, deprem riskini enkaz altında bıraktı. 30 Ekim depreminde binalarında risk bulunan vatandaşlar, olması gerektiği gibi konutlarından çıktı. Bu oldukça doğru bir karar…

Ancak gelelim bu konutların kaderine. Evleri riskli olduğu için konutlarından çıkan ve güvenli konutlara geçen kişiler, vicdanlarını da o evde bırakarak konutlarını kiraya vermeye başladı. Daha düşük fiyatlı olan konutlar özellikle şehir dışından gelen memur ve öğrenciler için oldukça cazip yapılardı. İzmir’in göbeğinde bulunan uygun fiyatlı yapıların tabut olduğunu nereden bilebilir ki insanlar? Sonuçta insanlığın ölmediğini ve riskli bir evin kiraya verilemeyeceğini düşünür insanlar. Ancak öyle olmadı. Mülk sahibinin para hırsı, riskli yapıları kiralamaya yönlendirdi.

Şimdi, aklınıza şu sorular gelebilir: Riskli bir yapıyı kiralasalar bile elektrik, su, doğalgaz bağlatabilirler mi? Maalesef ki, olması gerektiği gibi elektrik, su ve doğalgaz bağlatmaya gittikleri zaman red yediler. Firmalar, hiçbir şey olmamış gibi buraya bağlantı yapmaktan geri durmadılar.

Burada, bu işte nokta kadar parmağı olan kişilere sormak istiyoruz; Türkiye’de çokça konuşulan İstanbul depreminden bile daha önce ve daha yıkıcı olması beklenen İzmir depreminin gerçekleşmesi halinde, bu evde yaşayanların vebali kimdedir? Tek işi bu olan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İzmir Müdürlüğü nerededir? Deprem olur, biz iki ağıt yakar, ölenleri toprağa gömeriz düşüncesi bize ne kadar daha kaybettirmeye devam edecek?

Artık yeter! Para hırsı insanların canından daha değerli değil. Bankadaki para yerine vicdanlarınızı ön planda tutmaya başlayın! Son olarak, üzerine düşen görevleri yerine getirmeyen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve yerel yönetimler acilen harekete geçmek zorundadır. Aksi halde tüm sorumluluk yetkisi olup kullanmayan kişi ve kurumlar da olacaktır!


En az 10 karakter gerekli