DSÖ: M-Çiçeği virüsüne dikkat!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Margaret Harris’in, maymun çiçeği virüsünün eskisinden daha hızlı yayıldığını ve yüksek ölüm oranına sahip olduğunu açıklaması sonrası Türkiye’de de endişe yaratan hastalıkla ilgili ÇÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, değerlendirmelerde bulundu. M-Çiçeği’nin yeni bir hastalık olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Taşova, tarihçeden örnekler vererek hastalığın 1958 yılında maymunlarda, 1970 yılında ise insanlarda Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde görüldüğünü aktardı. Ardından Orta ve Batı Afrika’daki tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu 11 ülkede hastalığın görüldüğünü belirtti.

2022 yılında hastalığın Türkiye de dahil olmak üzere yaklaşık 100 ülkede yaygın hale geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Taşova, DSÖ’nin 2023’te küresel halk sağlığı acil durumu ilan ettiğini ve salgının 2023 sonuna doğru kontrol altına alındığını belirtti. Ancak M-Çiçeği vakalarının günümüze kadar az sayıda olsa da devam ettiğini ifade etti. 2023’ten itibaren Afrika’da daha ağır seyirli enfeksiyonlara neden olan yeni bir alt tipin ciddi bir salgına sebep olduğunu açıklayan Prof. Dr. Taşova, sadece Kongo’da 2024 yılı Ocak ayından itibaren binlerce kişinin hastalandığını ve yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğini dile getirdi.

Maymun çiçeği hastalığının genellikle 2-4 hafta içinde kendiliğinden iyileştiğini belirten Prof. Dr. Taşova, bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve küçük çocuklarda ağır tablolar oluşturabileceğini vurguladı. Ayrıca, 50 yaş üstü kişiler için çiçek aşısının koruyuculuk düzeyinin bilinmediğini belirtti. Hastalığın çiçek ve suçiçeği ile benzerlik gösterse de farklılıklarının olduğunu, çiçek hastalığının aşı sayesinde 1980 yılından itibaren yeryüzünden silindiğini hatırlattı.

Pandemiye yol açma olasılığının beklenmediğinin altını çizen Prof. Dr. Taşova, M-Çiçeği hastalığının belirgin belirtiler göstermesi, nadiren belirtisiz enfeksiyon yapması, solunum yoluyla bulaşmaması gibi özelliklerinden dolayı büyük bir salgın yapmasının beklenmediğini belirtti. Covid-19’daki gibi yeni varyantların oluşmaması ve virüsün DNA yapısından dolayı daha az mutasyon geçirmesi nedeniyle salgının kontrol altına alınabileceğini söyledi.