Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılışını, Kızılcahamam Eliz Otel’de gerçekleştirdi. Konuşmasında, Türkiye’nin terörle mücadelesinin geçmişini ve mevcut durumunu ele aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına 14 Ağustos 1984 tarihinde Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli ilçelerinde gerçekleştirilen ilk terör eylemiyle başladı. Bu saldırıda iki askerinin şehit olduğunu hatırlatarak, terör olaylarının yol açtığı kayıpları dile getirdi. Erdoğan, 47 yıllık süre zarfında yaklaşık on bin güvenlik görevlisinin terörle mücadele ederken hayatını kaybettiğini, bunun yanı sıra 50 binden fazla vatandaşın da terör olayları sonucunda yaşamını yitirdiğini belirtti. Şehitlere ve hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet diledi ve onların unutulmayacağının altını çizdi.
Erdoğan, terörün Türkiye’deki etkilerini ele alarak, 1984’ten bu yana terörle mücadelede çeşitli hükümetlerin başarı sağlayamadığını ifade etti. Geçmişte yaşanan hatalardan, yanlış uygulamalardan ve devletin kimi yanlış politikalarından bahsetti. Özellikle Diyarbakır Cezaevi’ndeki insan hakları ihlalleri gibi konulara dikkat çekerek, bu tür uygulamaların terörü artırdığını vurguladı. Terör nedeniyle Türkiye’nin istikrarının sarsıldığını ve bunun ekonomiye 2 trilyon dolarlık bir fatura olarak yansıdığını kaydetti.
3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra iktidara geldiklerinde, terör meselesine çok boyutlu bir yaklaşım benimsediklerini anlatan Erdoğan, terörle mücadele ederken teröre zemin hazırlayan nedenlerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. Diyalog ve kardeşlik temelinde adımlar atarak, Türkiye’nin birliğini sağlama adına reformlar yaptıklarını ifade etti. Dış dünyaya yönelik yoğun diplomasi trafiği ve savunma sanayisinin geliştirilmesi konularını da ihmal etmedi.
Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetinin kırıldığını belirten Erdoğan, Irak ve Suriye’deki harekatların güvenlik güçlerinin elini güçlendirdiğini söyledi. Ayrıca, terör örgütünün İmralı’nın çağrısıyla kendisini feshettiğini ve silahlarını bıraktığını açıkladı. Erdoğan, bu durumun Türkiye için tarihî bir an olduğunu ve artık yeni bir sayfa açıldığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin onurunu asla çiğnetmeyeceklerini ve terörsüz Türkiye projesine olan bağlılıklarını yineleyerek, bu konuda hiçbir zaman taviz vermeyeceklerinin altını çizdi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve kadrosunun vatanseverliğini sorgulamanın kimseye düşmeyeceğini vurguladı.
Erdoğan, “Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz.” diyerek, bu mücadelenin sadece ülkenin geleceği için değil, aynı zamanda milletin istikbali için de önemli olduğunu ifade etti. Terörün sona ermesinden rahatsız olan ve bu durumdan nemalanmaya çalışan kesimlere dikkat çekerek, milletine bu kişilerin niyetlerini görmesi gerektiğini hatırlattı.
Bu konuşma, Türkiye’nin terör meselesine ve bununla birlikte sosyal ve ekonomik gelişimine dair önemli noktaları gündeme taşırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın milletine olan güvenini ve kararlılığını da yansıttı.