Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Macaristan’da gerçekleştirilen Türki Devletleri Teşkilatı Gayriresmi Zirvesi’nin son derece verimli geçtiğini vurgulayan Erdoğan, zirve çerçevesinde önemli belgelerin kabul edildiğini belirtti. “Zirvede, Budapeşte Bildirisi’nin yanı sıra liderler olarak 3 belgeyi de kabul ettik. Dışişleri Bakanlarımız da 4 belge üzerinde anlaştılar” ifadelerini kullanarak sözlerine başladı. Bu çerçevede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Dünyası’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın bütünlüğüne bağlılıkta mutabık kaldıklarını açıkladı.
Erdoğan, bu toplantıda, Gazze, Filistin, Suriye ve Afganistan gibi konulara da değinildiğini ifade ederek, “21 Mart’taki çağrımız doğrultusunda Türk Dünyası’nın ortak bayramı olan Nevruz’a ilişkin anma ve kutlama etkinliklerinin düzenlenmesi yönünde bir anlayış birliğine vardık” dedi. Zirve marjında Nobel ödüllü bilim insanı Profesör Doktor Aziz Sancar’a Türk Dünyası’nın birliğine katkılarından dolayı Ali Şir Nevai ödülünün verildiğini de bildirdi.
Macaristan ile Türkiye arasındaki dostluk ilişkilerine de değinen Erdoğan, “Son yıllarda attığımız adımlarla, Türkiye-Macaristan arasındaki bağları kuvvetlendirme yolunda önemli mesafe aldık. Lider diplomasisi bağlamında ilişkilerimiz pozitif yönde ilerliyor” şeklinde konuştu. Macaristan’ın Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği yolunda en önemli destekçilerinden biri olduğunu vurgulayan Erdoğan, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da çeşitlendirilmesi için yoğun çaba harcadıklarını belirtti. Macaristan ile savunma sanayi, tarım ve enerji gibi çeşitli alanlarda iş birliği anlaşmaları olduğunu ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütüyle ilgili soruları yanıtlayarak, “Evlatlarımıza bırakacağımız en önemli miras, terörsüz bir Türkiye olacak. Yıllarca süren acıların, kayıpların ve mücadelelerin ardından bu noktaya gelmek umut verici” dedi. Diyarbakır annelerine de atıfta bulunarak, bu ailelerin artık mutluluğu tatmalarını istediklerini belirtti. Türkiye’nin ulusal güvenliğini sağlarken, terörün etkilerini azaltma yönündeki kararlılığını yineledi.
Erdoğan, terör örgütünün silah bırakma sürecine ilişkin, “Başbakanlığım döneminde ben silahların gömülmesinden bahsetmiştim. Şimdi gelinen noktada bu ifade silahların bırakılmasına ve teslimine döndü. Bu adımlar atıldığında şehitlerimiz de huzura kavuşacaktır” dedi. Ayrıca, siyasi partilerin ortak hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi.
Yeni anayasa konusundaki tartışmalara da değinen Erdoğan, eski Türkiye’nin darbe şartlarında hazırlanmış anayasası ile ilerlemenin mümkün olmadığını belirtti. “Artık darbeci değil, sivil bir anayasaya ihtiyacımız var. Bu konuda AK Parti olarak çalışmalara başladık” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi’ne ortak bir çalışma yapma çağrısında bulundu ve sivil anayasa ile toplumu bir araya getirme arzusunu dile getirdi.
Erdoğan, Gazze’ye yönelik saldırılar hakkında konuşarak, bu meselenin sadece bir insani kriz değil, aynı zamanda uluslararası sistemin samimiyet sınavı olduğunu vurguladı. “Batılı kuruluşlar Gazze sınavından geçememiştir” diyerek, insan hakları ve uluslararası hukuk çerçevesinde Batılı ülkelerin duruşunu eleştirdi. Türkiye’nin insanlık onurunun yanında yer aldığını belirten Erdoğan, Gazze’ye insani yardımların sürdürülmesi gerektiğinin altını çizdi. Avrupa ülkelerinde yaşanan hareketlenmeyi ise olumlu