Olay, sabah erken saatlerde polis ekiplerinin Murat Ağırel ve Timur Soykan’ın evlerinde arama yapmasıyla başladı. Aramalarda bilgisayar, telefon ve diğer dijital materyallere el konuldu. Her iki gazeteci, öncelikle Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Ardından, sağlık kontrolleri için Bayrampaşa Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Hastane çıkışında Timur Soykan, “Çeteler kaybedecek, halk kazanacak. Bunların hepsi bitecek” diyerek kararlılığını dile getirdi.
Gazetecilerin avukatı Enes Ermaner, Ağırel ve Soykan’ın aynı gün saat 13:00’te savcılığa ifade vermeyi planladığını belirtti. Bu durumun savcılık tarafından bilindiğini, fakat buna rağmen gözaltı işleminin gerçekleştirildiğini ifade etti. Ermaner, süreci “hukuka aykırı” ve “Düşman Ceza Hukuku’nun bir örneği” olarak nitelendirdi. Gazetecilere yöneltilen suçlamaların, Mart 2025’te tutuklanan Erkan Kork’un beyanlarına dayandığı, ancak buna dair somut bir delil bulunmadığı vurgulandı.
Aynı gün akşam saatlerinde İstanbul Adliyesi’ne sevk edilen gazeteciler, savcılık tarafından tutuklama talebiyle mahkemeye gönderildi. Ancak Sulh Ceza Mahkemesi, 11 Nisan sabahı Murat Ağırel ve Timur Soykan’ı haftada üç gün karakola imza atma ve yurtdışına çıkış yasağı koşuluyla serbest bıraktı. Adliyeden çıkarken Timur Soykan, “Hakikatin peşinde olmaya devam edeceğiz. Gazetecilik yaptık, bir skandalı ortaya çıkardık. Ancak yargı, bir yasa dışı bahis baronu olduğu iddia edilen kişinin asılsız suçlamalarını ciddiye aldı” şeklinde konuştu.
Bu olay, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve birçok milletvekili, gözaltıları basın özgürlüğüne yönelik bir baskı olarak değerlendirdi. Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Çağdaş Gazeteciler Derneği, gazetecilerin serbest bırakılması için çağrıda bulundu. Sosyal medya platformlarında, Ağırel ve Soykan’a destek mesajları yoğun bir biçimde paylaşıldı.
Murat Ağırel, Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarı ve “Sarmal” gibi araştırmacı gazetecilik kitaplarının yazarı olarak tanınırken, Timur Soykan BirGün gazetesinde yazmakta ve “Skandal Düğün” haberi ile ödül almış bir gazetecidir. Her iki isim de yolsuzluk, organize suçlar ve basın özgürlüğü gibi konularda yaptıkları haberlerle öne çıkıyor. En son olarak, YouTube’daki Onlar TV kanalında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik MASAK raporunu ele alan yayınlar yapmışlardı.
Soruşturmanın seyri ve gazetecilere yönelik suçlamaların detayları, basın özgürlüğü tartışmalarını bir kez daha gündeme getirdi. Murat Ağırel ve Timur Soykan, meslektaşları ve destekçileriyle birlikte hakikat arayışlarını sürdüreceklerini vurguladı. Bu olay, Türkiye’de basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü konularında yaşanan sıkıntıların bir göstergesi olarak görülmekte ve medya dünyasında tartışmalara neden olmaktadır. Gazetecilerin karşılaştığı baskılar, kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından önemli bir tehdit oluşturuyor.