Çorum’un İskilip ilçesinde, Ramazan ayının vazgeçilmez yemeklerinden biri olan keşkek, 8 saatte pişerek iftar sofralarının baş tacı haline geliyor. İskilip’in her mahallesinde yer alan keşkek fırınları, yüzyıllardır süregelen bir geleneği yaşatmaya devam ederken, vatandaşlar da iftar saatinde bu fırınların önünde bir araya geliyor. UNESCO’nun Müşahhas Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan keşkek, lezzet yolculuğunun sonunda sofralarda yerini alıyor.
Marka tescili ile koruma altına alınan İskilip keşkek, bölgenin özgün yemeklerinden biri olarak dikkat çekiyor. İskilip dolmasından sonra en uzun pişirilen ikinci yöresel yemek olan keşkek, bu yıl fırın sahiplerinin yüzünü güldürüyor. Yılda yalnızca bir ay hizmet veren keşkek fırınları, Ramazan dönemi boyunca yarış içerisinde olup, en karlı şekilde bu ayı kapatmak için müşteri memnuniyetine özel önem veriyorlar.
Sabah saatlerinde, mahalle sakinleri keşkek çömleklerini fırınlara getiriyor. Her bir çömleğin karışmaması için üst kısmına özel işaretler konuluyor. Günün ilerleyen saatlerinde, keşkekler hazır olduğunda ise İskilip Kalesi’nde davulcular davul ve zurna çalmaya başlıyor. Bu müziği duyan İskilip halkı, keşkek fırınlarına koşarak çömleklerini almak üzere sıraya giriyor.
İskilip’te yaşayan Suna Kanbur, keşkek hakkında bilgiler veriyor: “İskilip’te Ramazan, keşkeksiz olmaz. İç malzemeleri evde hazırlıyoruz. İçine soğan, et ve yarmalık keşkek koyarak herkes kendi damak tadına göre karışım yapabilir. Ramazan boyunca, yani yaklaşık 30 gün süresince sofralarımızda bu lezzeti bulunduruyoruz. Keşkek sabah 9’dan akşam 5’e kadar pişiyor. Diğer keşkek hazırlayan vatandaşların iç malzemelerdeki farklılıkları sayesinde, her çömlek lezzetli oluyor. Keşkeğin piştiğini ise saat 17.00’de kaleden yükselen davul sesleriyle anlıyoruz. Herkes sıraya giriyor ve çömleklerin üzerinde yazan isim veya numaralar sayesinde kendi keşkeğini bulup alıyor.”
İskilip’in keşkek geleneği, sadece bir yemek olmanın ötesine geçerek, toplumsal bir etkinlik haline gelmiş durumda. Ramazan ayında, aileler ve dostlar bir araya gelerek bu özel lezzetin tadını çıkarırken, yüzyıllar boyunca süregelen kültürel miras da bu vesileyle yaşatılıyor. Bu lezzet dolu geleneğin devam etmesi, İskilip halkının kültürel kimliğinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.