İstanbul Metrolarında Enfeksiyon Riski Uyarısı!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Batı Nil Virüsü ve benzeri tehlikeli enfeksiyonların yayılma riski konusunda önemli uyarılarda bulunan Dr. İpek Ada Alver, özellikle metropol şehirlerde toplu taşıma alanlarının birer risk kaynağı olduğunu dile getirdi. İstanbul’da okulların açılmasıyla birlikte artan trafik yoğunluğu ve toplu taşıma araçlarına olan talep, enfeksiyon hastalıklarının yayılmasına zemin hazırlayabilecek kalabalık ve havasız ortamlar yaratmaktadır. Erken saatlerde toplu taşıma araçlarına yönelen öğrenciler ve çalışanlar için hijyen ve kişisel koruma önlemlerinin önemi özellikle bu dönemde artmaktadır. Metrolar ve benzeri alanlar, sadece insan kaynaklı enfeksiyonlar için değil, çevresel tehditlere karşı da dikkat çekici hale gelmiştir.

Dr. Alver, İstanbul gibi büyük şehirlerde, metro, otobüs ve diğer toplu taşıma sistemlerinin, günde binlerce insan tarafından kullanıldığını vurgulayarak, bu sistemlerin sıkışık ve karanlık yapısının sivrisinekler için elverişli bir üreme ortamı sunduğunu aktardı. Bu durum, Batı Nil Virüsü başta olmak üzere sıtma, dang humması, chikungunya, sarı humma, filaryaz, tularemi, Zika ateşi ve çeşitli ensefalit türleri gibi enfeksiyon hastalıklarının bulaşmasına neden olabilir. Dolayısıyla, toplu taşıma araçlarının, enfeksiyonların yayılması açısından riskli alanlar olduğu konusunda kamuoyunun bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Alver, sivrisineklerin kan yoluyla bulaşan enfeksiyonlarda kritik bir rol oynadığını belirtti. Vektör olarak adlandırılan bu sivrisinekler, enfeksiyon etkenlerinin taşıyıcısı konumunda olup, bu tür ulaşım araçları aracılığıyla enfeksiyonlar, şehirler veya ülkeler arasında kolayca yayılabilmektedir. Sivrisineklerin genellikle sulak ve nemli alanlarda ürediğini, bu alanlar arasında göl, deniz, bataklık ve ormanlık bölgelerin bulunduğunu ifade eden Alver, metropollerdeki havasız ve rutubetli ortamlarda da bu yaratıkların tehlike barındırdığını vurguladı.

Enfeksiyonların kontrol altına alınmasının, enfeksiyon zincirini kırmadan önce önemli bir adım olduğunu söyleyen Alver, sivrisineklerin dış ortamlardan mikroorganizmalara koruma sağladığını ve bu mikroorganizmaların direkt olarak kana bulaşmasına neden olduğunu ifade etti. Bu durumun, enfeksiyonların mutasyon geçirmesine ve tedavilere direnç geliştirmesine yol açabileceğini belirten Alver, sivrisinek popülasyonunun kontrol altına alınmasının büyük bir öneme sahip olduğunu ve özellikle Batı Nil Virüsü gibi aşısı ve tedavisi bulunmayan hastalıklarla karşı karşıya kalınmaması için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini belirtti.

Son olarak, Dr. İpek Ada Alver, metro ve diğer toplu taşıma araçlarının düzenli olarak dezenfekte edilmesi, sivrisinek popülasyonunun azaltılması için ilaçlama yapılması ve ortamın neminin kontrol altında tutulması gerektiğini vurguladı. Alver, “Toplu taşıma araçları düzenli bir şekilde temizlenmeli ve sivrisineklerin yuvalanabileceği alanlara karşı gerekli hijyen çalışmaları ile ilaçlama yapılmalıdır” diyerek uyarılarını sonlandırdı. Bu önlemler, toplu taşıma araçlarının enfeksiyon riski taşımaması açısından hayati önem taşımaktadır.