Prof. Dr. Sözbilir, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İzmir Afet Koordinasyon Çalıştayı’nda, doğal afetler hakkında önemli bilgiler sundu. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirilen bu çalıştayda, İzmir’in maruz kalabileceği doğal afet tehlikelerinin yalnızca deprem ve tsunami ile sınırlı olmadığını belirtti. Sözbilir, dünya genelinde gözlemlenen her türlü doğal afetin İzmir’de de belli zamanlarda etkili olabileceğini ifade ederek, son dönemde ortaya çıkan volkanik patlama tehlikesine dikkat çekti. Özellikle İzmir İl Afet Risk Azaltma Planı’na volkanik patlamayı eklemenin gerekli olduğunu vurguladı ve bu tür doğal olaylar için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini dile getirdi.
Sözbilir, Ege Denizi’ndeki son depremlerin Santorini Adası’nın kuzeyinde meydana geldiğini belirterek, bu bölgedeki volkan faaliyetlerine dikkat çekti. Geçmişte bu bölgede 5-6 kez volkanik püskürmelerin gerçekleştiğini kaydeden Sözbilir, bu olayların genellikle depremler ile bağlantılı olduğunu ve ardından tsunami ve volkanik patlama gibi felaketlerin yaşanabileceğini ifade etti. Afrika levhasının Anadolu levhasının altına dalması sürecinin bu olayları oluşturduğunu belirten Sözbilir, bölgedeki evrimsel süreç dolayısıyla binlerce yıl boyunca depremler, volkan patlamaları ve tsunamilerin yaşanmaya devam edeceği uyarısında bulundu.
Ayrıca, milattan önce 1600 yılında Santorini’de yaşanan volkanik patlamanın 6 büyüklüğünde bir depreme neden olduğuna dikkat çekti. Eğer volkan yeniden patlarsa, atmosferde büyük miktarda kül ve gazın yayılabileceğini, bunun da hava kirliliği, tarım alanlarının zarar görmesi gibi çevresel sorunlara yol açabileceğini ifade etti.
Sözbilir, Ege Bölgesi’nde meydana gelecek bir tsunami olayının kıyılara ulaşmasının yaklaşık yarım saat süreceğini belirtti. İlk olarak bir depremin, ardından da tsunami dalgalarının geleceğini ifade eden Sözbilir, bu süreçte insanların öncelikli olarak karaya, deniz seviyesinden yukarılara doğru gitmeleri gerektiğini vurguladı. Bu durumda, tsunami sırasında ne yapılması gerektiğinin bilinmesi halinde sorun yaşanmayacağını açıkladı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da İzmir’in doğal afetlere daha dirençli hale getirilmesi gerektiğini dile getirdi. İzmir’in henüz bir deprem master planına sahip olmadığını belirten Tugay, bu alanda yürütülen çalışmaların devam ettiğini aktardı. 30 Ekim 2020 tarihindeki İzmir Depremi ile 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin önemli dersler verdiğini ancak bu derslerin ne derece hızlı hayata geçirildiğinin tartışmalı olduğunu ifade etti. Bu bağlamda, İzmir’in bir deprem master planına acilen ihtiyaç duyduğunu vurguladı ve bu konuda çalışmalarının hızlandırıldığını belirtti.
Çalıştayın tamamında deprem ile ilgili çeşitli planlamalara ağırlık verileceği belirtilirken, altyapı ve lojistik, koordinasyon, iletişim, teknolojik araçlar ve veri kullanımı gibi konular üzerinde yeni senaryoların geliştirileceği ifade edildi. Ayrıca, eğitim, olay yeri ve olay yeri dışı uygulamalar, gönüllü yönetimi ve dezavantajlı bireylerin desteklenmesi gibi önemli konular da değerlendirilecek.