İzmir’de Kuraklık Alarmı: Tarım Su İçin Tehdit!
1376 okunma

İzmir’de Kuraklık Alarmı: Tarım Su İçin Tehdit!

ABONE OL
Ağustos 14, 2025 04:11
İzmir’de Kuraklık Alarmı: Tarım Su İçin Tehdit!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye’nin İzmir şehrinde yaşanan kuraklık tehlikesi, özellikle kışlık tarım ürünleri açısından ciddi bir tehdit yaratmaktadır. Prof. Dr. Doğan Yaşar, bölgedeki barajların su seviyelerinin hızla düştüğünü ve tarımda suyun kalmadığını belirterek, “İzmir, Türkiye’nin yaklaşık yüzde 60 kışlık sebzesinin sağlandığı yer. Tarım çok önemli ve bu konuda acil tedbirler almamız şart,” ifadesini kullanmıştır. Bu bağlamda, barajlardaki suyun yüzde 75’inin tarımda kullanıldığını vurgulayan Yaşar, tarımsal sulama açısından yaşanan su sıkıntısının daha kritik bir durum oluşturduğunu ifade etmiştir.

İzmir’deki sonbahar ve kış aylarında beklenen yağışların gerçekleşmemesi, kentte ciddi bir kuraklık tehlikesini gündeme getirmiştir. Kuraklıktan en çok etkilenen alanlardan biri de kentin en büyük su rezervi olan Tahtalı Barajı’dır; barajdaki su seviyesi yüzde 8’e kadar gerilemiştir. Bu nedenle, İzmir genelinde planlı su kesintileri uygulanmaya başlanmıştır. Yetkililer, suyu tasarruflu kullanma çağrılarını tekrarlarken, uzmanlar ise özellikle tarımsal sulama için tedbir alınması gerekliliğine dikkat çekmektedir.

İzmir’deki kuraklığın aslında yıllar öncesinden gündeme gelmiş bir konu olduğunu belirten Prof. Dr. Doğan Yaşar, bu durumu 2020 yılında da kamuoyuna hatırlattığını ifade etmiştir. “Kuraklık geliyor; su için B ve C planlarını yapalım,” diyen Yaşar, insanların aklına hemen içme suyunun geldiğini ancak asıl sorunun tarımda su kalmaması olduğunu dile getirmiştir. “Tarımın suya ihtiyacı var ve bunun için gerekli adımları atmalıyız. Şu anda yalnızca İzmir değil, tüm Batı Anadolu’da barajlar boş durumda,” şeklinde uyarılarda bulunmuştur.

İzmir’in kişi başı su tüketiminin Türkiye ortalamasının altında olduğunu belirten Yaşar, “Kişi başı yıllık su potansiyelimiz 600 metre küp, Türkiye ortalaması ise 1.340-1.400 metre küp civarındadır. Bu da İzmir’in su açısından ‘fakir’ olduğunu göstermektedir,” demiştir. “Bugünkü kullanma suyu sorunu benim için büyük bir sorun değil. Asıl sorun, tarımda ve enerjideki su açığıdır,” diyerek tarif etmiştir. Ayrıca, su kaynaklarının artırılması adına yeni barajların yapılması gerektiğinin altını çizmiş ve özellikle Çamlı Barajı’nın üstünde bekletilen altın madeni projesini eleştirmiştir.

Geçmiş kuraklık dönemlerinden sonra gelen yağışların doğanın dengesinin bir parçası olduğunu vurgulayan Yaşar, “Eylül’den sonra yağış bekliyorum. Her sert kurak dönemin ardından güzel bir yağışlı dönem gelir,” şeklinde umut verici bir açıklamada bulunmuştur. Örneğin, 2008 yılının son 60 yılın en kurak yıllarından olduğunu, ancak 2009 yılının son 100 yılın en yağışlı yıllarından biri olduğunu kaydetmiştir. “Doğada rastgelelik yoktur,” diyen Yaşar, uzun vadeli yağış ortalamalarının pek fazla değişmeyeceğini ve mevcut kuraklığın ardından beklenen yağışların geleceğine dair bir inanç oluşturmuştur.

Tüm bu tespitler, İzmir için alınması gereken acil tedbirlerin ve su yönetim planlarının önemini gözler önüne sermektedir. Su kaynaklarının doğru bir şekilde yönetilmesi ve tarımsal sulamanın güvence altına alınması, İzmir’in geleceği için hayati bir öneme sahiptir.

En az 10 karakter gerekli