İzmir’de Sellerin Nedeni: Orman Yangınları!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

JEOLOJİ Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Koray Çetin Önalan, İzmir’de meydana gelen sel ve su baskınlarının, geçmiş yaz ayında çıkan orman yangınlarının bir sonucu olarak beklenen ikincil afetler olduğunu ifade etti. Önalan, “Yağışlı mevsimin sonuna kadar seller ve su baskınları devam edecek” şeklinde değerlendirmelerde bulundu. İzmir’de meydana gelen sağanak yağışların ardından birçok ilçede sel, su baskınları ve taşkınlar yaşanmaktadır.

Önalan, bu sel ve su baskınlarının orman yangınları sonrası beklenen ikincil afetler olduğunu belirterek, “Geçen yaz bölgemizde yaşanan orman yangınları bitki örtüsüne çok ciddi hasar verdi. İzmir’de Seferihisar, Çeşme, Dikili ve Foça ilçeleri geçen yıl yangınlardan oldukça fazla zarar gördü. Yağışların başlamasıyla birlikte özellikle bu bölgelerde taşkınlar, su baskınları ve seller çok dikkat çekici bir noktaya geldi” dedi. Yangınlardan etkilenen bölgelerdeki akaçlama alanlarının kuruması ve dere yataklarının bozulması, yağmurların ardından meydana gelen sel baskınlarının ana sebepleri arasında gösterilmektedir. Önalan, orman alanlarının ve dere yataklarının ıslah edilmesi gerektiğini vurguladı. “Eğer orman olmazsa veya dere akacak yeri bulamazsa, faturası kentlere sel olarak geri dönecektir” ifadelerini kullandı.

Önalan, ormanlarda ağaçların yok olmasının yalnızca su baskınlarına yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda toprak kaybı ve erozyon sorunlarının da baş gösterdiğini dile getirdi. Özellikle sel ve su baskınlarının artışı konusunda, Belediyelerin ve kent yönetimlerinin toprak ve su kaynaklarının yönetimine yönelik daha dikkatli olması gerektiğini belirtmiştir.

‘HER YERE BETON VE ASFALT DÖKERSEK KENTLERDE SELLERLE BAŞA ÇIKAMAYIZ’

Önalan, şehirlerde asfalt kullanımının su baskınlarını artıran bir diğer önemli faktör olduğunu ifade etti. İzmir özelinde, yağmur sonrası bu tür su baskınlarının yaşanmasının ana nedenlerinden birinin, kentin içerisinde asfaltın aşırı derecede kullanılması olduğunu vurguladı. “Yağmur suları, asfalt ve beton yüzeylerden akışa geçerken, bir kısmının yer altına sızması gerekir. Ancak, aşırı asfalt kullanımı bu durumu zorlaştırıyor. Geçirimsizlikten dolayı, yağmur suyu birikiyor ve bu birikim, sonunda su baskınlarına neden oluyor” dedi.

Önalan, kent içerisindeki caddelerde asfalt yerine suyu yer altına geçirebilecek materyallerin kullanılmasının önemine de vurgu yaptı. “Peyzajda ve yol yapımında kilit taşları ve geçirgen malzemeler kullanılması gerekiyor. Bu sayede, yağmur suyu bazı miktarları akışa geçerken, bir kısmının da yer altına süzülmesi sağlanabilir; böylelikle su baskınları riskini asgariye indirmiş oluruz.” dedi.

‘YAĞMUR SULARI TAMAMEN BOŞA GİDİYOR’

Yağmur suyu altyapısının yetersizliği üzerinde duran Önalan, “Yağmur suları tamamen boşa gidiyor. Derelere karışıp, denize akmakta.” şeklinde açıklama yaptı. Bu durumda, yağmur sularının belirli alanlarda toplanması gerektiğini, bu suların peyzaj, sulama ve temizlik gibi alanlarda kullanılabileceğini ifade etti.

Kenti yağmur sularının drenaj kapasitesini artıracak şekilde güçlendirilmesi gerektiğini belirten Önalan, “Yağmur sularını altyapı ve yollarla birlikte düşünerek ciddi bir çalışma yapmalıyız. Her yeri asfalt yaparak suyun düşey yönlü süzülmesini engelliyoruz ve bu durum, su baskınlarında etkili bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.” dedi.