İzmirli genç mimarlar, Fransa’da düzenlenen ve tarihi 1665 yılına, Versailles Sarayı’nın camlarını üretmek üzere kurulan Saint-Gobain Firması’nın düzenlediği 2025 Uluslararası Mimarlık Öğrencileri Yarışması’nda ülkemizi temsil etmenin gururunu yaşamışlardır. Bu prestijli yarışma, mimarlık öğrencilerinin yaratıcılıklarını sergileyebilmeleri için eşsiz bir fırsat sunmaktadır.
Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencileri, Fransa’da 33 ülkeden 200’ü aşkın üniversitenin katıldığı Saint-Gobain Uluslararası Mimarlık Öğrencileri Yarışması’nda Türkiye’yi temsil ettiler. Bu yarışmada, sürdürülebilirlik temasına odaklanan projeleriyle uluslararası platformda büyük bir takdir toplama başarısı gösterdiler. Öğrencilerin gösterdiği başarı, sadece ülkemiz adına değil, aynı zamanda üniversiteleri adına da son derece önemlidir.
Saint-Gobain, 1665 yılında Versailles Sarayı’nın camlarını üretmek amacıyla kurulmuştur ve bugün 79 ülkede faaliyet göstermektedir. Fransa’nın Nord-Isère bölgesinde gerçekleştirilen bu uluslararası yarışmada, 33 ülkeden gelen 200’ü aşkın üniversite, “Gençliği Çekmek” teması çerçevesinde projeleriyle yarışmışlardır. Bu kadar geniş bir katılım, yarışmanın uluslararası alandaki etkisini göstermektedir.
Türk öğrencileri arasından seçilerek yarışmaya katılmaya hak kazanan Yaşar Üniversitesi öğrencileri Ecenaz Adıgüzel, Sıla Yaren Kurt ve Ahmet Okuş, danışman öğretim üyesi Matthieu Joseph Pedergnana’nın rehberliğinde geliştirdikleri projeleri ile uluslararası finale katılma hakkını elde ettiler. Bu projeleri, hem jüri üyelerinden hem de diğer katılımcılardan yoğun övgü aldı. Türkiye jürisinde, Dr. Murat Sönmez (TOBB ETÜ), Prof. Dr. Ali Murat Tanyer (ODTÜ), Doç. Dr. Duygu Erten (TURKECO), Kutlu İnanç Bal (2×1 Mimarlık) ve Y. Mimar Kubilay Büyüklü (Saint-Gobain Türkiye) gibi isimlerin yer aldığı belirtilmiştir.
Öğrencilerin sunduğu “Commune Ground” adlı projede, Chimilin bölgesindeki eski bir okul binasının yeniden işlevlendirilmesi hedeflenmiştir. Bu süreçte yerel malzeme ve inşa tekniklerinin kullanılması, projenin sürdürülebilirliğini artırmış ve enerji verimliliği, düşük karbon ayak izi ile kullanıcı konforunu ön plane çıkarmıştır. Projeleri, çevresel duyarlılığı yüksek ve estetik açıdan etkileyici bir tasarım sergilemektedir.
Bölgenin kültürel ve mekansal dokusuna saygı göstererek geliştirdikleri bu proje, yalnızca mimari bir çalışma değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir gelecek için bir adım olma özelliğini taşımaktadır. Öğrencilerin bu çabası, yerel kaynakların nasıl verimli bir şekilde kullanılabileceğinin ve mimarlığın toplumla nasıl bütünleşebileceğinin güzel bir örneğini sunmaktadır. İzmirli genç mimarların bu uluslararası başarıları, hem ülkemiz hem de üniversitemiz için büyük bir onur kaynağıdır.