Kadına Şiddet Artarken ‘Aile Yılı’ İlan Edildi!
1536 okunma

Kadına Şiddet Artarken ‘Aile Yılı’ İlan Edildi!

ABONE OL
Ekim 7, 2025 08:16
Kadına Şiddet Artarken ‘Aile Yılı’ İlan Edildi!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

2025 “Aile Yılı” ve Kadınlara Yönelik Şiddet

Siyasi iktidarın, 2025 yılını “Aile yılı” olarak ilan etmesi, kadınlara yönelik şiddetin her geçen gün arttığı bir döneme denk geldi. Bu yılın sadece ilk dokuz ayında, aile içi şiddet sonucu 143 kadın yaşamını yitirdi. Avukat Selin Nakıpoğlu, iktidarın bu dönemde aileyi koruma vaadi ile kadınları ailenin içine hapseden bir politika izlediğini öne sürdü. Nakıpoğlu, “’Aile yılı’ olarak ilan edilen bir dönemde, kadınların en çok aile içinde erkek şiddeti sonucu öldürülüyor olması, bir tesadüf değildir; bu durum doğrudan bu politik dilin bir ürünüdür” dedi.

Erkek Şiddeti ve Devletin Rolü

Nakıpoğlu, devletin erkek şiddetini önleme yükümlülüğünün, “aile birliğini koruma” bahanesiyle sistematik olarak ihmal edildiğine dikkat çekti. Ona göre, kadına yönelik erkek şiddeti sadece münferit bir suç değildir; siyasi bir tercihin, erkek şiddetini koruyan yargı pratiğinin ve cezasızlık politikasının sonucudur. İktidarın politikalarının, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak yerine şiddeti körüklediğini belirten Nakıpoğlu, “Çünkü bu gibi adımlar, kadını ailenin bir unsuru olarak gören muhafazakâr politik anlayışın bir yansımasıdır. Bu yaklaşım, kadının kendi yaşamı, bedeni, emeği ve kararları üzerindeki haklarını yok sayarken erkek otoritesini yüceltmektedir” şeklinde konuştu.

6284 Sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için gereken adımları sıralayan Nakıpoğlu, bu adımların ilk koşulunun, onu besleyen politik dilin terk edilmesi olduğunu savundu. Devletin, “aileyi koruma” değil, kadının yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü esas alması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi ve 6284 sayılı kanunun uygulanmasının tavizsiz bir şekilde sağlanması gerektiğini belirtti.

Ekonomik Bağımsızlık

Nakıpoğlu, kadınların ekonomik bağımsızlığının desteklenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Kadınların ekonomik olarak bağımsız olmaları, şiddet döngüsünden kurtulmaları ve toplumsal alanda daha güçlü bir yer edinmeleri için son derece önemlidir. Kadınların kendi hayatlarına dair kararlar alabilmesi, sadece bireysel bir hak değil, aynı zamanda toplumsal bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır.

Sonuç olarak, siyasi iktidarın 2025’i “Aile yılı” ilan etmesi, kadınların yaşadığı sorunların üstünü örtmekten başka bir anlama gelmemektedir. Kadınların yaşam hakları, aile birliği gibi toplumsal normlarla değil, somut ve etkili politikalarla korunmalıdır. Aksi takdirde, iktidarın bu politikaları, kadınlara yönelik erkek şiddetinin artmasına zemin hazırlamaktan başka bir sonuç doğurmayacaktır.

En az 10 karakter gerekli