Kelebek Ömürlü Çocuklar ve Adalet Arayışı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Şarkın çocukları, sıklıkla zor hayat şartları içinde yaşam mücadelesi vermektedir. Bu dünya, yaşamları genellikle kısa ve belirsiz olan kelebekler gibi, geçici ve düşünmeyi zorlaştıran pek çok sorunla doludur. Doğmanın bir avantaj değil, aksine bir dezavantaj olduğu, farklı türde zorlukların ve kaygıların yaşandığı bu coğrafyada, insanların yaşadığı ağır hayat koşulları gözler önündedir. İnsani duygular, değerler neredeyse yok olmuş durumda: yeminlerin değeri ucuz, onur ise hükmünü yitirmiştir. İnsanların hayatlarının renkleri solmuş, umutları kirli bir beyaz önlük kadar lekelenmiştir.

Bu ülkedeki insanlar, genel olarak yorgun ve bitkin haldedir. Toplumda utanç hissi yerle yeksan olmuş; yüz kızarmadan açıkça yalanlar söylenmektedir. Zira bu toplumda insana dair pek bir şey kalmamış; demir örs üzerinde dövülen buğday gibi, insanlar da zor koşullar altında, kendi hallerine terkedilmiş durumdadır. Doğu pazarında yaşam, değersiz bir sebze gibi alınır satılır. İnsanın kıymeti, ıskarta gibi görülmekte; önüne geçilemeyecek kadar çok delil konulsa bile kimse hesap vermemekte, sorumluluk almaktan kaçınmaktadır.

Çocukların gülümsemesi, belki de tüm bu sıkıntılara bir nebze olsun karşı koyma çabasıdır. Fakat sıkı kurallar ve sert yüzlü insanların hakimiyeti altında, hayatlarına devam eden çocuklar, yalnızca birer oyuncak gibi görünmektedir. Ekonomik durumun ve paranın hâkim olduğu bu toplumda insani değerlerin değeri kalmamıştır. Uğursuz bir sessizlik içinde, kendilerini savunmasız hisseden bireyler, korku ve karamsarlıkla yaşamaktadır. Aksi takdirde, hak ve adalet peşinde koşanların “kayıp” ruhları, klişeleşmiş bir kötülük ve cehaletle karşı karşıya kalmaktadır.

Bu coğrafyada nefes alan her canlı, yaralıdır. Kötülüğe sebep olanlar, yobaz bir tarzda eleştirilenlerdir ve çoğu zaman şeytan olarak damgalaniran. Zalimlik, insanlığın ruhunu kemiren bir yara gibidir; yüzler, bu yaralardan dolayı gün geçtikçe daha da aşındırılmış durumdadır. Doğa bile bu olumsuzlukları kanıtlarcasına, güneş ve ay gibi doğal olgular, insanlığın, ortak sorunlarını gözler önüne serer.

Sonuç olarak, hepimizin ortak derdi yaşamdır: insan, çocuk, hayvan; hepsi bu tek dünya içinde yaşama mücadelesi vermektedir. Amaç bir nebze neşe içinde yaşamak ve daha sonra bu dünyayı terk etmektir. Hayatı karartan baskıcı yönetimlere, despotluklara ve zulme karşı susmak, suça ortaklık anlamı taşır. Sineklerin çok olmasından yakınmak yetmez; bataklıkların kurutulması gerekir. Çünkü iyilik adına bir şeyler yapmak, cesaret gerektirir. Eğer toplumsal yapıdan bir taş dahi kayarsa, sağlam bir sur kalmayacaktır. Bu, toplumun geleceğini tehdit eden bir durumdur ve bireyler olarak uyanmak, harekete geçmek gereklidir.