KTÜ Farabi Hastanesi’nden Batı Nil Ateşi Uyarısı
1169 okunma

KTÜ Farabi Hastanesi’nden Batı Nil Ateşi Uyarısı

ABONE OL
Ağustos 28, 2024 13:13
KTÜ Farabi Hastanesi’nden Batı Nil Ateşi Uyarısı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

KTÜ Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’nden Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Aksoy, Türkiye’de 2010’dan bu yana görülen Batı Nil ateşi virüsü salgını konusunda uyarılarda bulundu. Batı Nil Virüsü hastalığının ilk kez 1937 yılında Uganda’da tanımlandığını belirten Aksoy, hastalığın genellikle Afrika, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Amerika ve Batı Asya’da görüldüğünü söyledi. Türkiye’de 2010’dan bu yana vaka bildirimleri yapıldığını ve 2018 yılında Avrupa ve komşu ülkelerinde vaka sayısında artışlar yaşandığını aktardı. İtalya, Yunanistan ve Türkiye’de salgın görüldüğünü ve 26 vaka bildirildiğini belirtti.

Virüsün sadece sivrisinek ısırığı yoluyla bulaştığını vurgulayan Aksoy, hastalık belirtilerinin sivrisinek temasından sonra 3-14 gün içinde ortaya çıkabildiğini açıkladı. Hastalığın nadiren kan transfüzyonu ve organ nakli ile bulaşabileceğini, doğum ve emzirme yoluyla anneden bebeğe geçebileceğini belirtti. Hastalığın belirtileri arasında ateş, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, lenf bezlerinde şişlik, kusma, ishal ve döküntüler olduğunu ifade etti. Döküntülerin genellikle gövdede, kollarda ve bacaklarda küçük kızarıklıklar şeklinde görüldüğünü ve bazı vakalarda sinir sisteminin etkilendiğini, beyin ve omuriliği çevreleyen zarların iltihabıyla ciddi tabloların ortaya çıkabildiğini belirtti.

60 yaş üstü bireyler ve kronik hastalıkları olanların ekstra önlemler alması gerektiğini vurgulayan Aksoy, hastalık şüphesi durumunda kan ve omurilik sıvısı testleri yapılması gerektiğini aktardı. Tedavinin destekleyici olduğunu ve genellikle hastaların tamamen iyileştiğini ancak yorgunluk ve halsizliğin uzun sürebileceğini belirtti. Aksoy, hastalığa karşı henüz bir aşının bulunmadığını ancak sivrisinek ısırıklarından korunmanın önemli olduğunu vurguladı.

Sivrisineklerin üreme alanlarının yok edilmesi gerektiğini, açık alanda bulunulurken uzun kollu ve kapalı giysiler giyilmesi, pencerelere ve kapılara sineklik takılması, su birikintilerinin kapatılması gerektiğini belirten Aksoy, cibinlik kullanımını da önerdi. Kapalı ortamlarda vantilatör veya klima gibi cihazlarla hava dolaşımının sağlanmasının faydalı olabileceğini dile getirdi. Hastalık konusunda paniğe kapılmamak ve yetkili kişilerin önerilerini dikkate almamız gerektiğini vurguladı.

En az 10 karakter gerekli