Son dönemde, çalışanların hakları için düzenlenen eylemlerde, Tüm-Bel-Sen, Tüm-Yerel-Sen, Birlik-Yerel-Sen, Kamu-Sen ve Ben-Bir-Sen sendikaları temsilcileri bir araya geldi. Bu sendika yöneticileri, çalışanların haklarının yeniden kazandırılması, mobbing uygulamalarının sona erdirilmesi ve usulsüz atamaların durdurulması taleplerini dile getirdi. Hükümet yetkililerinin duyarsız kaldığı bu konular, çalışanlar arasında büyük bir rahatsızlık yarattı.
2 No’lu Şube Başkanı Murat Bekar, eylemde yaptığı konuşmasında, memurların haklarını alana kadar eylemlerine devam edeceklerini vurgulayarak, “Birlik beraberliğimizi kimse bozamaz. Zabıta Müdür Vekili Uğur Çimen tarafından uygulanan mobbingi her platformda dile getireceğiz. Haklarımızı, hukuk ve adalet çerçevesinde alacağız” şeklinde ifadeler kullandı. Bekar’ın bu açıklaması, eyleme katılan memurlar arasında büyük bir coşku yarattı ve kararlılıklarının artmasına neden oldu.
Birlik-Yerel-Sen Başkan Yardımcısı Emrullah Altınkaya ise, mobbinglere karşı duruş sergilemenin önemine dikkat çekti. Altınkaya, “Yapılan haksızlıklara karşı asla boyun eğmeyeceğiz” ifadeleriyle, sendika üyelerinin sağlam duruşunu destekledi. Bu konuşmalar, memurların dayanışma ve mücadele azmini artırdı. İlgili sendikaların temsilcileri, tek ses olarak haklarının gasp edilmesine karşı duracaklarının altını çizdi.
Kamu-Sen ve Ben-Bir-Sen temsilcileri de memurların eylemine destek vererek, birlik ve dayanışmanın önemine dikkat çekti. Bu dayanışma, çalışanların geleceği için elzem olan güçlü bir ses oluşturdu. Tüm-Bel-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Nihat Filiz, SDS ödemelerinin yasal sınıra çekilmesine karşı çıkarken, “Sendikalarla yapılan sözleşmelerin yok sayılması kabul edilemez. Her başkan, imzaladığı sosyal denge tazminatlarının arkasında durmalıdır. Emekçiye yapılan her haksızlık, doğrudan kentin vicdanına saldırıdır” açıklamasında bulundu. Bu ifadeler, çalışanların mevcut hukuki haklarının korunması adına atılan önemli bir adım olarak değerlendirildi.
Eylemin ikinci gününde belediye çalışanları, haklarının korunmasını istemekle birlikte, mobbing iddialarına karşı da etkin adımlar atılmasını talep etti. Memurlar, hakları için gösterdikleri kararlılığın altını çizerek, bu mücadelenin devam edeceğini belirttiler. İş yerlerinde maruz kaldıkları olumsuz tavırlar ve hak ihlalleri karşısında birlik olmaktan başka bir seçeneklerinin olmadığı fikri, çalışanlar arasında yaygınlaştı.
Bu süreç, sadece sendikaların değil, tüm çalışanların hak arayışlarının önemini yeniden gözler önüne serdi. Toplumsal dayanışmanın, bireylerin haklarını koruma noktasında ne denli etkili olabileceği bir kez daha kanıtlandı. Memurlar, kendi hakları için verdikleri bu mücadelede yalnız olmadıklarını ve her zaman güçlü bir destek bulabileceklerini bir kez daha açıkladılar.