İzmir’in Menderes ilçesinde, kadınların maruz kaldığı şiddet olaylarına bir yenisi daha eklendi. 45 yaşındaki Serpil Güral, uzaklaştırma kararı aldırdığı kocası A.G. tarafından bıçaklandı ve ne yazık ki hayatını kaybetti. Bu tür olayların maalesef Türkiye’de sıklıkla yaşandığını göz önüne alırsak, bu durum toplumsal bir sorun haline gelmiştir.
Olay, saat 13.15 civarında meydana geldi. Menderes ilçesinin Görece Mahallesi İbni Sina Sokak’taki bir binada yaşanan olay, Serpil Güral ile 48 yaşındaki kocası A.G. arasında çıkan bir tartışmayla başladı. Tartışmanın neden kaynaklandığı henüz belirlenememişken, öfke kontrolden çıktı ve A.G., eşi Serpil Güral’ı bıçakladı. Aile içi şiddetin son derece tehlikeli bir boyut kazandığı bu olay, insan hayatının ne kadar önemsizleştiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Tartışmanın ardından, çevredekiler durumu hemen yetkililere bildirerek ihbarda bulundular. Olay yerine kısa sürede ulaşan polis ve sağlık ekipleri, durumu kontrol altına almaya çalıştı. Ancak yapılan kontroller neticesinde, Serpil Güral’ın iki çocuk annesi olarak yaşadığı hayatın sona erdiği belirlendi. Cansız bedeni, Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılmak üzere savcının incelemesi sonrasında alındı. Olayın ardından kocasını bıçaklayarak öldüren A.G. ise polis ekipleri tarafından derhal yakalanarak gözaltına alındı.
Serpil Güral’ın bu trajik ölümü, onun eşini şiddete başvurmaktan korumayı amaçlayarak 22 Eylül’de mahkemeden 1 ay süreyle uzaklaştırma kararı aldırmış olmasıyla daha da üzücü bir hale geliyor. Uzaklaştırma kararı, birçok kadının yaşadığı korkunun bir yansıması iken, buna rağmen bu önlemlerin ne kadar etkili olduğu ve alındıktan sonra yaşanan olayların önüne geçip geçemediği sorgulanır hale geliyor. Erkeğin şiddetinin önlenebilir olması gerektiği gerçeği, bu olayda bir kez daha kendini gösterdi.
Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürerken, Türkiye’de kadına yönelik şiddet vakalarındaki artış, toplumda geniş bir yankı bulmakta. Kadınların haklarını koruyacak ve onlara destek olacak sistemlerin güçlendirilmesi gerektiği bu tür olaylarla daha görünür hale geliyor. Yaşanan bu üzücü olayın ardından, hem ailelerin hem de sosyal hizmetlerin konuya dair daha duyarlı hale gelmesi ve kadınların haklarının korunması gerektiği bir kez daha vurgulanmaktadır. Unutulmamalıdır ki, her kadının hayatı değerlidir ve hiçbir kadının şiddete maruz kalmaması için toplumsal bir seferberlik gerekmektedir.