Son günlerde Türkiye’de patlak veren ve kamuoyunu derinden etkileyen “Yenidoğan Çetesi” operasyonu, 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarının bebekleri risk altında olan özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine geç sevk ederek bebek ölümlerine yol açtığı ve bu süreçte haksız kazanç elde ettiği iddialarını içeriyor. Sağlık camiasında büyük bir infiale neden olan bu operasyon, aynı zamanda sağlık çalışanlarının, bebekleri kurtarma çabasına sürdüğü özverili çalışmaların gölgede kalmaması gerektiğini de ortaya koyuyor.
Bu çalkantılı günlerde, Filistin’den Türkiye’ye göç eden 40 yaşındaki Kadın Hastalıkları ve Doğum Doktoru Ahlam Zaqout’un hikayesi özellikle dikkat çekiyor. Ahlam, 25 hafta hamile iken bindiği otobüste ani bir sarsılma ile kanamaya başladı. Acil bir şekilde Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Zaqout’un 620 gram olarak dünyaya gelen oğlu Ahmed, doğum sonrası yoğun bakımda tedavi altına alındı. Ahlam, öncelikle bebeğinin üzerinden birkaç olumsuz düşünce geçmiş olsa da, doktorların umut verici açıklamaları sayesinde moral buldu ve bu süreçte dayanıklılık gösterdi. Ahmed, 114 günlük yoğun bakım sürecinin ardından sağlıklı bir şekilde taburcu edildi.
Ahlam Zaqout, bebeklerini kurtaran profesyonellere minnet duyduğunu belirtirken, “Ölecek diye düşündüm ama doktorlar bana umut verdi,” diyerek hepimizin farklı bir mücadele içinde olduğunu anlattı. İki çocuğunun evde Ahmed’i beklediğini ve bu süreçteki yaşantısını paylaştı. Filistinli doktor olan Ahlam, Türkiye’ye savaş nedeniyle sığınmak zorunda kaldığını ve buradaki yaşantılarının yeni bir başlangıç olduğunu belirtti. Hekimlik mesleğini sürdürmesine rağmen şahsi drama da maruz kalmış durumda.
Başhekim Prof. Dr. Mine Gürsaç Çelik, yenidoğan hekimlerinin bu tür durumlarla karşılaştıklarında büyük bir özveri içerisinde çalıştığını ve hemşirelerin de büyük çaba gösterdiğini ifade etti. “660 gramdan 3,5 kiloya kadar hayata tutunan bebeklerimize can olma çabasında olan ekiplerimiz büyük başarılar elde ediyor,” diyen Çelik, gerçekten savaşçı olanların asla pes etmemesi gerektiğini ifade etti. Sağlık camiasının tüm zorluklara rağmen çocukların hayatlarına dokunabilme umudunu her zaman taşıdığını vurguladı.
Yenidoğan Uzmanı Dr. Hakan Çakır ise, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 7-24 saat çalışan bir ekip ile yönetildiğini belirtirken, yapılan işin önemine vurgu yaptı. “Hassas bir ortamda newborn intensiv care units çalışıyor, bebegini takip eden hekimler sürekli gözlem yaparak en küçük bulguları analiz ediyor. Negatif olaylar ve haberler bu müesseselere zarar vermemeli,” dedi. Dr. Çakır, Ahmed bebeğin zorlu bir süreçten geçerek sağlıklı bir noktaya geldiğini bildirdi.
Ahmed bebeğin 25. haftada 620 gram olarak dünyaya gelmesi, zorlu bir erken doğum sürecinin ardından aconteceu. Yenidoğan Uzmanı Dr. Burcu Cebeci, “114 gün süren bir takip süreci sonrasında 3 bin 100 gram olarak taburcu ettik. Bu süreçte birçok zorlukla karşılaştık,” diyerek bebeğin sağlık durumunun ciddiyetine dikkat çekti. Ahmed’in akciğer problemleri ve yaşadığı gelişim süreci bilgilendirme ve tedavi ile başarıyla takip edildi.
Özetle, Türkiye’nin sağlık çalışanları, kalpten bir gayretle prematüre bebeklerin hayatlarını kurtarmak için her gün mücadele vermekte. Ancak, “Yenidoğan Çetesi” adı altında yaşanan olumsuz durumlar, tüm sağlık camiasının itibarını zedelememeli ve özveri gösteren hekimlerin çalışmalarını gölgede bırakmamalıdır. Zaqout ailesinin hikayesi,