Yüksek kredi faizlerinin yanı sıra konut maliyetlerindeki artış, birçok vatandaşı sıfır daireler yerine 20 yaş ve üzerindeki binalara yönelmeye zorlamaktadır. Emlak sektöründeki uzmanlar, bankaların sunduğu yüksek faizli konut kredilerinden kaçınan alıcıların, bu dönemde daha çok faizsiz finansman sağlayan alternatif kuruluşlara yöneldiğini ifade etmektedir.
İzmir’de konut ihtiyacı giderek artarken, yüksek maliyetlere sahip evlerin alıcı bulması giderek zorlaşmaktadır. Ev sahibi olmak isteyen pek çok vatandaş, bankalardan konut kredisi almak istese de artan faiz oranları nedeniyle bu kredilere erişim sağlamakta güçlük çekmektedir. Nitekim sıfır konutlardan vazgeçen birçok kişi, daha uygun fiyatlar sunan seçeneklere yönelmektedir. Özellikle 3 milyon TL fiyat aralığında bulunan ve 20 yaşını aşmış daireler ile daha küçük metrekareli 1+1 tarzı evler yoğun talep görmektedir. Bankalardan kredi almak istemeyen ya da bu imkânı bulamayan bazı vatandaşlar ise alternatif kuruluşların sunduğu faizsiz finansman seçeneklerini araştırarak ev sahibi olmanın yollarını aramaktadır.
Konut satışları ile ilgili görüşlerini paylaşan İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkan Vekili Gönül Vural, bu durumun sadece İzmir’e özgü olmadığını, Türkiye genelinde emlak satışlarının duraklama dönemine girdiğini belirtmektedir. Başta 2,5-3 milyon TL bandındaki evler olmak üzere sorulan konut türleri arasında yoğun bir ilgi olduğunu ifade eden Vural, yeni bina talebinin çok olmasına rağmen yüksek fiyatlar nedeniyle insanların genellikle eski binalara yöneldiğini vurgulamaktadır. Vural, “Daha güvenli bölgelerde, paralarına en yakın ve mümkün olduğunca yeni yapılara ulaşmak istiyorlar. Örneğin, İzmir’in merkezinde 40 yıllık bir ev fiyatına Menemen gibi çevre bölgelerde 10-20 yıllık evler satın alınabiliyor” şeklinde konuşmaktadır. Bu durum, insanların şehir merkezinden uzaklaşarak çevre ilçelere yönelmesine neden olmaktadır.
Merkeze uzak ilçelerin tercih edilmesi hakkında da görüş belirten Başkan Vekili Vural, kredi taleplerinin oldukça düşük olduğunu, bunun sebebinin ise yüksek faiz oranları olduğunu belirtmiştir. Özellikle ikinci ev sahibi olmak isteyen kişilere bankaların kredi vermekte isteksiz olduklarını ve bu durumun alıcılar için cazip gelmediğini ifade etmektedir. Son dönemde faizsiz ödeme sistemi ile çalışan şirketlerden gelen müşteri sayısının oldukça fazla olduğu gözlemlenmektedir. Bu bağlamda, arayan her 10 müşteriden 8’inin bu yöntemi tercih ettiğini söyleyen Vural, eldeki meblağı belirterek belirli bir firma aracılığıyla ev almak istediklerini dile getirdiklerini aktarmaktadır.
Yeni bina üretimi konusuna da değinen Vural, müteahhitlerin birçoğunun yeni inşaat projelerine yönelmediğini, bunun sebebinin ise ellerinde satılamayan çok sayıda daire bulunması olduğunu belirtmektedir. Yüksek arsa maliyetleri, inşaat giderleri ve kar oranlarının eklendiğinde konut fiyatlarının son derece yüksek hale geldiğini ifade eden Vural, bu yüksek fiyatların yalnızca üst gelir grubundaki kişiler tarafından karşılanabileceğini, orta gelirli vatandaşların ne krediye ulaşabildiğini ne de uygun fiyatlı konut bulabildiğini bildirmektedir. Bu durum, büyük bir çıkmaza yol açmakta; insanlar konut sahibi olmayı istemesine rağmen mevcut koşullarda nasıl olacağını kestirememektedir. Elde bulunan paranın yetersizliği ve kredi alınamaması, vatandaşları şehrin merkezindeki yüksek fiyatlardan kaçınarak ödeyebilecekleri fiyatlara daha yakın olan çevre ilçelere yönelmeye teşvik etmektedir. Bu bölgelerde hem daha uygun fiyatlı ev bulabilme umudu taşımakta hem de yaşam standartlarının daha rahat olacağını düşünmektedirler.